gündem

gündem kategorisindeki tüm yazılar

BELALARIN 1. KAT SEMAYA İNDİĞİ AY”SAFER AYI”

Ocak 30, 2011 Tarihinde usluu Tarafından yayımlandı
BELALARIN 1. KAT SEMAYA İNDİĞİ AY”SAFER AYI”
(Efendimiz SAV bu ayda ölüm hastalığına tutulmuştur)

Safer ayında Levhi Mahfuz’dan birinci kat semaya 320.000 bela inmektedir. Bu belalar ve kazalar sene içine yayılmaktadır. Bir dahaki safer ayına kadar bu 320.000 beladan birinin size isabet etmesinden korunmak isterseniz, aşağıda tarif edilen namazları kılınız, tesbihatları yapınız. Aile efradınıza ve çevrenize de tavsiye ediniz. Bu namazları kılanların, bir dahaki sene aynı güne kadar (üzerine kat’i yazılmış yani ‘ın Teâlâ’nın C.C., senin üzerinde gerçekleşmesine kesin hüküm verdiği kazalar müstesna) kazalardan korunacağı rivayeti vardır.

Safer ayının ilk ve son çarşamba gününün gecesinde, yani salı gecesi kılınacak namazdır;
(İSLÂM’da gece günden önce gelir. Yani Cuma günü, Perşembe Günü akşam ezanı okunduğunda giriyor)
1 Rekât : Fatiha’dan Sonra ; 17 Kevser Sûresi
2 Rekât : Fatiha’dan Sonda; 5 İhlâs Sûresi
3 Rekât : Fatiha’dan Sonra ; 1 Felâk Sûresi
4 Rekât : Fatiha’dan Sonra ; 1 Nâs Sûresi

Safer ayının ilk ve son çarşamba günü, öğlen ve ikindi namazı arasında kılınacak namazdır;
1 Rekât : Fatiha’dan Sonra ; 11 İhlâs Sûresi
2 Rekât : Fatiha’dan Sonda; 11 İhlâs Sûresi
Bu namazdan sonra 100 kere “Yâ dâfia’l-belâyâ, idfâ anna’l-belâyâ, fallâhü hayrun hâfizan ve hüve Erhâmü’r-Râhimin, inneke alâ külli şey’in kadir” okunmalı ve dua edilmelidir.

Yine Korunmak için;
Ayet-el Kûrsi:
Evden çıkarken ve eve girerken Ayet-el Kûrsi okunmalıdır: Evden çıkarken okuyan her işinde muvaffak olur ve hayırlı işleri başarır. Evine gelince okursan iki Ayet-el Kûrsi arasındaki işlerin hayırlı olur ve fakirliğin önlenir. Bir kimse evinden çıkarken Ayet-el Kûrsi’yi okursa, Hakk Teâlâ yetmiş Meleğe emreder, o kimse evine gelinceye kadar ona dua ile istiğfar ederler.

Evden çıkarken üç kere: “BİSMİLLAHİ HASBİYAllahİ LAİLAHE İLLA HÛ ALEYHİ TEVEKKELTÜ VE HÜVE RABBİL ARŞİL AZİYM” söylenmelidir.

Safer ayında her gün mutlaka 100 kere “LA HÂVLE VELÂ KUVVETE İLLA BİLLAHİL ALİYYİL AZİYM” denilmelidir. Günde 100 kere söyleyenden, en hafifi fakirlik olmak üzere 70 çeşit bela, musibet kaldırılır.

Ayrıca yine safer ayında (ve her zaman) her gün mutlaka günde 100 kere salâvat getirmek lazımdır. salâvat çok bela ve musibetleri çevirir, dünya ve Ahirette kurtuluşuna sebep olur. En EFDÂL Salâvat’ı Şerife: “ELLAHÜMME sâlli âla seyyidina Muhammedin ve ve âla âlihi ve sahbihi efdâle salevatike ve adade me’lumatike ve bârik ve sellim”

‘u Teâlâ’yı devamlı zikretmek lazımdır. Zira ‘u Teâlâ’yı zikretmek en büyük ibadettir, belaları musibetleri çevirir. En efdal zikir “LA İLAHE İLLAllah” dır.

Enes bin Mâlik’e RA Peygamberimizin SAV öğrettiği çok tesirli bir dua:
Bu duayı sabah (mümkünse güneş doğmadan) 3 kere ve akşam güneş battıktan hemen sonra okuyan, korkmaya tek layık olan yalnız ‘tan C.C. korksun . Başta zalim devlet başkanı , şeytan, cin ve insanların şerrinden, büyü ve efsunlardan hiçbiri ‘ın C.C. izniyle hiçbir şekilde zarar veremez. Hz Osman’dan RA bildirildiğine göre ani belalardanda korunur. Ayrıca Zehir verilse tesir etmez ‘ın izniyle(hergün okumak lazımdır):
“Bismillahillezi Lâ Yedurrü meâs mihi şey-ün fil-erdi ve lâ fissemai ve hüves semiül âliym”

KUŞLUK NAMAZI VE KORUNMA (iki,dört,altı,sekiz yada oniki rekât kılınabilir):
-“Her gün, sizin her bir mafsalınız için bir sadaka terettüp etmektedir. Her tesbih bir sadakadır. Her tahmîd bir sadakadır, her bir tehlîl bir sadakadır. Emr-i bi’l-ma’ruf bir sadakadır. Nehy-i ani’l-münker de bir sadakadır. Bütün bunlara, kişinin kuşlukta kılacağı iki rek’at namaz kâfi gelir.” Hadis-i Şerif / Müslim, Müsâfirîn 84, (720); Ebu Dâvud, Salât 301, (1286).

-“İnsanda üçyüzaltmış mafsal vardır. Her bir maf sal için bir sadakada bulunması gerekir. Mescidde toprağa gömeceği bir balgam, yoldan bertaraf edeceği, bir engel… Bunları bulamazsa, kuşluk vakti kılacağı iki rek’at namaz!” Hadis-i Şerif / Ebu Dâvud, Edeb 172; (5242).

-Allah Teâlâ hazretleri buyurdu ki: “Ey Ademoğlu! Günün evvelinde benim için dört rek’at namaz kıl, ben de sana günün sonunu garantileyeyim. ” Hadis-i Şerif / Tirmizî, Salât 346, (475).

-“Kim kuşluğun bir çift (namaz)ına devam ederse, deniz köpüğü kadar çok da olsa,  günahlarını affeder.” Hadis-i Şerif / Tirmizî, Salât 346, (476). (Sadaka Cehennem ateşine perdedir.)

Çok önemli not: Safer ayında inen belalardan ve musibetlerden korunmak için daha fazla tesbihat için aşağıdaki link’i tıklayınız. Bu sayfada yazanları dikkatle okuyun,amel edin. Ailenize, sevdiklerinize ve çevrenizdekilere onları birazcık düşünüyorsanız mutlaka okuyun ve okutun!

Cennet’in anahtarları ve Koruma Duaları!
(ALINTI)

 

“Şehrullahi’l-Muharrem”‏

Aralık 9, 2010 Tarihinde usluu Tarafından yayımlandı
Ailene namazı emret; kendin de ona sabırla devam et. Senden rızık istemiyoruz; (aksine) biz seni rızıklandırıyoruz. Güzel sonuç, takvâ iledir. (TAHA/132)
 
 
Muharrem Ayı içinde gerçekleşen güzellikler...
 
1. Allah, Hz. Musa'ya (a.s.) Âşura Gününde bir mucize ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür.
 
2. Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cûdi Dağının üzerine Âşura Gününde demirlemiştir.
 
3. Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından Âşura Günü kurtulmuştur.
 
4. Hz. Âdem'in (a.s.) tevbesi Âşura Günü kabul edilmiştir.
 
5. Hz. Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Âşura Günü çıkarılmıştır.
 
6. Hz. İsa (a-s.) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semâya yükseltilmiştir.
 
7. Hz. Davud'un (a.s.) te
vbesi o gün kabul edilmiştir.
 
8. Hz. İbrahim'in (a.s.) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur.
 
9. Hz. Yakub'un (a.s.), oğlu Hz.Yusuf'un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır.
 
10. Hz. Eyyûb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur.
 
Hz. Âişe'nın belirttiğine göre, Kabe'nin örtüsü daha önceleri Âşura gününde değiştirilirdi.
 
 
NURUDİLARA.COM 

Gavs Hz Avrupaya tesrif ediyor.

Temmuz 11, 2010 Tarihinde usluu Tarafından yayımlandı

Gözün aydin olsun Almanya..

Gözün aydin olsun Fransa..

Gözün aydin olsun Belcika…

Gözün aydin olsun Avrupa..

Gözümüz aydin olsun.

An itibari ile ayni havayi teneffüs edebilmek..

Havanin kokusu bile bir baska…

Bir saat kadar mesafede yakin olabilmek, hele de Avrupadayken.

Hele ki gurbet icre gurbetteyken.

Tarifi cok zor duygulari ifade edebilmenin..

Seni bu kadar özlemisken..

Bu yil sana gelemedeim..

Diye üzülürken , boynumuzu bükük birakmadin..

Seni ziyarete imkan bulup gelemeyen üveyslerin gözü aydin oldu.

Mesela kiz kardesim bu hafta Avusturyadan beni ziyaret icin gelmisti.

Senede bir defa gelebilir ancak.

Esi ile ayni sevdayi tasimadiklari icin sana gelemiyordu.

Ne güzel tevafuk oldu..

Gözün aydin olsun kardesim

Nasip……

InsaAllah bize de nasip olur ziyaret.

Israil yardim gemilerini vurdu!

Mayıs 31, 2010 Tarihinde usluu Tarafından yayımlandı

İsrail yardım gemilerini vurdu

Gazze’ye giden yardım gemilerine İsrail askerleri helikopterlerden indi ve ateş açtı, saldırıdan sonra gemilerle irtibat koptu. Operasyonda 2 kişi öldü, 30 yaralı var ancak İsrail televizyonları en az 10 kişinin öldüğünü duyurdu.

İSTANBUL – Yardım gemileri dün Kıbrıs açıklarından yola çıktıklarında Gazze’de heyecanlı bekleyiş vardı. Gazze limanı Türk bayraklarıyla süslenmişti, teknelere İsrail tarafından öldürülen Filistinlilerin resminin bulunduğu balonlar da asılmıştı. Filistinliler yardım taşıyan filoyu dört gözle bekliyordu, bando bile son hazırlıklarını yapmıştı.

Ancak beklenen olmadı. İsrail gemileri yol boyunca sürekli taciz etti, daha önce gemilere el koyarak içindekileri gözaltına alacağını açıklamıştı fakat İsrail kimsenin beklemediğini yaptı. Gece saat 04.30’da İsrail ordusu yardım filosuna operasyon düzenledi.

İsrail sularına 70 mil açıkta gerçekleşen saldırıda askerler helikopterlerden gemilere indirme yaptı ve silah kullandı.

Televizyonlara yansıyan görüntülerde bir helikopterden bazı askerlerin ellerinde silahla iple sallanarak gemiye indiği ve geminin iç taraflarına geçtiği görüldü.

Askerler gerçek mermilerle ateş açtı, 2 kişi yaşamını, 30 kişi yaralandı. İsrail televizyonları ise operasyonda en az 10 kişinin öldüğünü duyurdu.

GEMİLERLE İRTİBAT KESİLDİ

Daha önce insani yardım filosundaki gemilerden sadece ”Mavi Marmara” gemisiyle bağlantı kurulabilirken, şu an bu gemi ile de bir bağlantı kurulamıyor.

İSRAİL BÜYÜKELÇİSİ DIŞİŞLERİNE ÇAĞRILDI

Gelişmeler üzerine Ankara’da da hareketli saatler yaşandı. İsrail’in Ankara Büyükelçisi Gabi Levi Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı.

Levi’ye, Türkiye’nin tepkisinin en sert şekilde ileticeği öğrenildi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, gelişmelerle ilgili Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan’a bilgi veriyor.

Dışişleri Bakanlığının, kısa bir süre içinde olayla ilgili bir açıklama yapması bekleniyor.

GEMİLERDE TÜRK MİLLETVEKİLİ DE VAR

Gemilerden birinde İsveç Meclisi’nde bulunan Türk Milletvekili Mehmet Kaplan da bulunuyor. Mehmet Kaplan’ın İsveç’te yaşayan ailesi ve yakınları, İsrail’in gemilere müdahale etmesinden sonra Kaplan ile telefon görüşmesi yapamadıklarını bildirdi.

Kaplan’ın, İsveç Çevre Partisi ile telefon görüşmesi yaparak İsrail askerlerinin gemilere müdahale etmeye başladığını ve gemilere girdiklerini haber verdiği öğrenildi.

Gazze’ye giden yardım filosundaki 6 gemiden 3’ünde insani yardım malzemesi, 3’ünde ise çeşitli ülkelerden yaklaşık 700 insani yardım gönüllüsü bulunuyor. Yardım gönüllüleri arasında 1976 Nobel Barış Ödülü sahibi Kuzey İrlandalı Mairead Corrigan Maguire, yaşlı bir soykırım tanığı, Avrupa ülkelerinden milletvekilleri ve gazeteciler de yer alıyor.

Programin Ardindan.

Nisan 12, 2010 Tarihinde usluu Tarafından yayımlandı
Avrupa Semerkand Gençlik tarafından hazırlanan muhabbet gecesine Almanya’nın birçok şehrinden yoğun ilgi oldu.Kreuztal Stadthalle’da gerçekleşen programda Ömer Döngeloğlu, Peygamber efendimizin hayatından kesitler sundu. Hacegan İlahi Grubunun  yeni eserleriyle misafirler hoş vakit geçirdi.

Sunuculuğunu Ramazan Oruçun yaptığı programda ‘Uyan be Yiğidim’ şiiri beğeni topladı Avrupadaki yaşayan bir gencin hayatının canlandırıldığı  ‘Nereye bu gidiş’ adlı tiyatro Semerkand Gençlik Tiyatro ekibi tarafından başarı ile sergilendi.


Böyle Programların daha sık olması gerektiğini vurguluyan katılımcılar kapıda kitap ve gül hediyesinden sonra ayrıldılar.

 

 

 Kaynak :Serhaber

Hicri yilbasi , duasi ve orucu ve namazi

Aralık 16, 2009 Tarihinde usluu Tarafından yayımlandı

 

Hicri yılbaşı gecesi

Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselam, miladi 571’de 20 Nisana rastlayan, Rebiul-evvel ayının on ikinci Pazartesi sabahı, Mekke’de doğdu. 622’de Mekke’den Medine’ye hicret etti. 20 Eylül Pazartesi günü, Medine’nin Kuba köyüne geldi. Bu tarih Müslümanların Şemsi yılbaşı oldu. O yılın Muharrem ayının birinci günü de, Kameri yılbaşı oldu. Muharrem ayının birinci gecesi Müslümanların kameri yılbaşı gecesidir. Bu geceyi ihya etmeli ve saygı göstermeli. Saygı göstermek, günah işlememekle olur. Zilhiccenin son günü ve Muharremin birinci günü oruç tutan, o yılın tamamını oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur. Bir hadis-i şerifte, (Ramazandan sonra en faziletli oruç, Muharrem ayında tutulan oruçtur) buyuruldu.

İslamiyet’ten önce Araplar, Muharrem ayında savaşmak isteyince, o yıl Muharrem ayının ismini, sonraki aya koyarlar, sonraki aya da, Muharrem derlerdi. Böylece haram ay, Muharremden bir sonraki ay olurdu.

(Bir ayın haramlığını başka aya geciktirmek, ancak kâfirliği arttırır. Kâfirler, böylece sapıtıyorlar. Onlar, ALLAH’ın haram kıldığı ayların sayılarını denk getirmek için, haram ayı bir yıl helal edip, başka yıl onu yine haram ederler. Böylece, ALLAH’ın haram kıldığını helal kılmaya çalışırlar) mealindeki, Tevbe suresinin 37. âyet-i kerimesi, ayların yerlerini değiştirmeyi yasak etti.

Kıymet verilen dört aydan biri
Muharrem ayı, Zilkade, Zilhicce ve Receb’le beraber Kur’an-ı kerimde kıymet verilen 4 aydan biridir. (Tevbe 36)

Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ayların efendisi Muharrem, günlerin efendisi Cuma’dır.) [Deylemi]

(Ramazandan sonra en faziletli oruç, ALLAHü teâlânın ayı Muharrem ayında tutulan oruçtur. Farzlardan sonra en faziletli namaz, gece namazıdır.) [Müslim, İbni Mace, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai]

(Nafile oruç tutacaksan, Muharrem ayında tut! Çünkü o, ALLAHü teâlânın ayıdır. O ayda bir gün vardır ki, O günde ALLAHü teâlâ geçmiş kavimlerden birinin tevbesini kabul etti. Yine o gün, tevbe edenlerin günahlarını da affeder.) [Tirmizi]

Nafile ibadetlerin sevabına kavuşabilmek için, Ehl-i sünnet itikadında olmak, haramlardan kaçıp günahlara tevbe etmek, farzları kusursuz yapmaya çalışmak, o ameli ibadet olarak yapmaya niyet etmek şarttır.

Yılbaşı duası
Sual: Hicri yılbaşında hangi duayı okumalıdır?
CEVAP
Muharrem ayının ilk günü aşağıdaki duayı 3 defa okuyanın, gelecek Muharrem ayına kadar bütün belalardan emin olacağı, Aşûre Günü [Muharremin onuncu günü] 3 defa okuyanın ise, ölümden de emin olacağı; çünkü o sene öleceği takdir edilmiş olana, bu duayı okumak nasip olmayacağı bildirilmiştir.

Duanın Latin harfleriyle yazılışı şöyledir:
(Elhamdülillâhi Rabbil-âlemîn. Vassalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ecmaîn. ALLAHümme entel-ebediyyü’l-kadîm, el-hayyül-kerîm, el-hannân, el-mennân. Ve hâzihî senetün cedîdetün. Es’elüke fîhe’l-ısmete mineşşeytânirracîm, vel avne alâ hâzihinnefsil-emmâreti bissûi vel-iştiğâle bimâ yukarribünî ileyke, yâ zel-celâli vel-ikrâm, birahmetike yâ erhamerrâhimîn. Ve sallallâhu ve selleme alâ seyyidinâ ve nebiyyinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve ehl-i beytihî ecmaîn.)

Yine Gunyet´üt Talibin de söyle belirtilmistir:

Ibní Abbastan ra. gelen bir rivayete göre Resulüllah sav. efendimiz söyle buyurmustur:

_ Bir kimse , Zilhicce ayinin son günü, Muharrem ayinin dahi ilk gününü oruclu gecirirse..gecmis seneyi orucla kapamis ; gelecek seneye de orucla baslamis olur.

Allah_u Teala bu vesile ile onun elli senelik günahini siler.
Zilhicce ayının son günü ile Muharrem ayı içerisindeki çok faziletli ibadetler

Zilhicce ayının son günü muhakkak oruçlu olmak lazımdır zira geçen senenin günahlarına kefaret olur. Gecesinde ise (hicri yılın son gecesi oluyor) tesbih namazı kılınmalıdır.

Yine bu son gece akşam ve yatsı namazı arası 10 rekat namaz kılınır;
Niyet: “Ya Rabbi geçen seneyi benden razı olarak ayır. Sadır olan isyanımı hasenata tebdil eyle. Beni hidaye-i İlahine ve Rıza-i İlahine mahzar eyle” diyerek yapılır.
Her rekatta: Sübhaneke’den sonra 7 Fatiha 7 Ayet-el Kûrsi 7 İhlâs okunur. İki rekatta bir selâm verilir. Namazdan sonra 11 Kelime-i Tevhid 11 İstiğfar 11 Salavat-ı Şerife okunur.

Muharrem ayının birinci gününde(hicri yılın ilk günü) muhakkak oruçlu olmak lazımdır bu sene işlenecek günahlardan korunmak ve işlenecek günahlarında afvedilmesi için.

Muharrem ayının ilk gecesi akşam ve yatsı arası 2 Rekat namaz kılınır;
Niyet: “Ya Rabbi bizi yetiştirmiş olduğun bu seneyi hakkımızda mübarek kılman; Afv-ı İlahine mahzar kılman dünyevi ve Uhrevi saadetlere nail eylemen için ALLH’u Ekber…”

Her rekatta: Sübhaneke’den sonra 7 Fatiha 7 Ayet-el Kûrsi 7 İhlâs okunur. Namazdan sonra

11 defa; “Lâ İlahe illALLAHü vahdehu lâ şerikeleh lehül mülkü ve lehül hamdü yuhyi ve yumit ve hüve Hayyul lâ yemüt biyedihil hayr ve hüve âla külli şey-in kadir.” 11 defa; İstiğfar 11 defa; Salavat-i Şerife okunup Geçmiş senenin günahlarının afvı gelecek seneye günahsız girmek için dua edilir.

Muharrem ayının ilk günü her birinde besmele ile 1000 İhlâs-ı Şerif okuyanları Cenab-ı Hakk lütfu Keremiyle huzuruna bu âlemden kul borcu ile götürmeyecektir. Gecesini de ibadetle ihya etmek lazımdır.

Muharrem ayının ilk gecesi şu niyetle tesbih namazı kılmak gerekir.
Niyet: “Ya Rabbi bu sene beni Mağfiret-i İlahine Rıza-i İlahine mahzar eyle. Yeni açılan amel defterimi Rıza-i İlahine muvafık amel ile doldurmayı bana nasib eyle.Beni Gadab-ı İlahine düçar olacak amellerden muhafaza buyur.ALLAH’u Ekber.”
1. Rekatta: 1 Fatiha 1 Ayet-el Kûrsi
2. Rekatta: 1 Fatiha 1 Amene’r Rasûlü (Mümkünse Sûre-i Al-i İmrân’ın ilk iki Ayeti Kerimesi ilave edilerek)
3. Rekatta: 1 Fatiha 1 HüvELLAHüllezi (Yani Haşr Sûresinin son 3 ayeti)
4. Rekatta: 1 Fatiha 1 İhlas’ı Şerif (Namazdan sonra istiğfar edilir ve Salavat-ı Şerife getirilerek dua edilir.)

Muharrem ayının birinci gününden onuncu gününe kadar 10 gün oruç tutmak ve 10. günü aşure pişirmek lazımdır. “Muharrem’in onuncu günü olan Aşure gününe kadar oruçla geçiren Firdevs-i Âlâ’ya(En Kıymetli Cennet) varis kılınır.”Hadis-i Şerif

“ALLAH’u Teâlâ C.C. ; Aşure gününü oruçlu geçirene; 1000 Hac 1000 Umre ve 1000 Şehid sevabı yazar ve kendisine doğu ile batı arasındakilerin ecri verir. Bu kişi Hz. İsmail’in (A.S.) çocuklarından 1000 köle azad etmiş gibi olur. Kendisi adına Cennet’te 70.000 köşk kaydedilir.Ve ALLAH C.C. ONUN CANINI CEHENNEME HARAM KILAR.

Rivayete göre “Aşura gününü oruçlu geçirene 10.000 Melek sevabı verilir. O gün İhlâs Sûresini 1000 kere okuyana ALLAH’u Teâlâ C.C. Rahmet nazarı ile bakar ve o kişi Sıddıklardan yazılır”

Muharrem ayının ilk Cuma gününü (tek tutulmaz Perşembe yada Cumartesi günü ile tutmak gerekir) oruç tutanın geçmiş günahları afvedileceği bildirilmiştir. (“Muharrem ayının ilk cumasını oruçlu geçirenin geçmiş günahları afvolunur.” Hadis’i Şerif Enes’den) (PerşembeCumaCumartesi tutmak ise günahlara kefaret olur ve 900 sene ibadet sevabı kazandırır.)

Bu ay içinde herhangi bir Cuma günü önceki ve sonraki günüyle beraber (Yani Perşembe Cuma Cumartesi) oruç tutana 900 sene ibadet sevabı verileceği bildirilmiştir. (“Her kim haram aydan üçgün Perşembe Cuma ve Cumartesini tutarsa ALLAH C.C. ona 900 sene ibadet (sevabı) yazar.” Hadis’i Şerif / İbn-i Şahin İbn-i Asâkir İhya(İmam-ı Gazali) Gunye(A.Kadir Geylani) )

Ayrıca Ramazan orucundan sonra en faziletli oruç bu ayda tutlan oruçtur. “Her kim Muharrem’den bir gün oruç tutarsa ona hergüne karşılık otuz gün (oruç sevabı) vardır.” Hadis’i Şerif Taberani

Muharrem ayının biri ile onu arasında bir defa olmak üzere 2 rekatta bir selam vererek 6 rekat namaz kılınır. Bu namaz akşamla yatsı arası kılınabileceği bu vakitte kılınamadığı takdirde yatsıdan sonra da kılınabilir. Niyet: “Niyet eyledim Ya Rabbi Senin Rıza-i Şerifin için namaza Herhangi bir komşumun ve din kardeşimin veya herhangi bir kimsenin bana hakkı geçmiş ise bu hakkın ödenmesi için ALLAH’u Ekber…”

1. Rekatta: 1 Fatiha 1 Ayet-el Kûrsi 11 İhlâs’ı Şerif 2. Rekatta: 1 Fatiha 10 İhlas’ı Şerif
3. Rekatta: 1 Fatiha 1 Tekâsür Sûresi 11 İhlâs’ı Şerif 4. Rekatta: 1 Fatiha 10 İhlas’ı Şerif
5. Rekatta: 1 Fatiha 3 Kâfirun Sûresi 11 İhlâs’ı Şerif 6. Rekatta: 1 Fatiha 10 İhlas’ı Şerif (Namaz kılındıktan sonra dua edilir.)

Bu ayda ve her zaman ALLAH’u Teâlâ dille ve kalple devamlı zikredilmelidir. ALLAH’u Teâlâ’yı zikretmek en büyük ibadettir. Rahman ve Rahim olan ALLAH’ın Adıyla ” “ALLAH’I ANMAK ELBETTE EN BÜYÜK (İBADET) TİR.” ANKEBUT/45 ”
Hicri Yılbaşı ve Yapılacak Ibadetler 

Hepimizin hicri yilbasisi mübarek 0lsun..

Hayirlara vesile olsun..

Muharrem ayi ve Asure günü orucu ve faziletleri

Aralık 7, 2009 Tarihinde usluu Tarafından yayımlandı
Muharrem Ayı ve Aşure Günü
“Şehrullahi’l-Muharrem” olarak meşhur olan, yani “Allah’ın ayı Muharrem” olarak bilinen Muharrem ayı, İlahi bereket ve feyzin, Rabbani ihsan ve keremin coştuğu ve bollaştığı bir aydır.

Allah’ın ayı, günü ve yılı olmaz, ancak Allah’ın rahmetine ermenin önemli bir fırsatı olduğu için Peygamberimiz tarafından bu şekilde ifade edilmiştir.
Âşura Günü ise Muharrem’in 10. günüdür. Âşura Gününün Allah katında ayrı bir yeri vardır. Bugünde Cenâb-ı Hak on peygamberine on çeşit ikramda bulunmuş ve kudsiyetini arttırmıştır. Bu günlerde oruç tutmak çok faziletlidir.
Hicrî Senenin ilk ayı olan Muharrem ayının 10. günü Âşura Günüdür. Muharrem ayının diğer aylar arasında ayrı bir yeri olduğu gibi, Âşura Gününün de diğer günler içinde daha mübarek ve bereketli bir konumu bulunmaktadır.
Âşura Gününün Allah katında da çok seçkin bir yerinin olduğunu Fecr Sûresinin ikinci âyeti olan “On geceye yemin olsun” ifâdelerinin tefsirinden öğrenmekteyiz.
Bazı tefsirlerimizde bu on gecenin Muharrem’in Âşurasine kadar geçen gece olduğu beyan edilmektedir.(1)

Cenâb-ı Hak bu gecelere yemin ederek onların kudsiyet ve bereketini bildirmektedir.

Bugüne “Âşura” denmesinin sebebi, Muharrem ayının onuncu gününe denk geldiği içindir. Hadis kitaplarında geçtiğine göre ise, bu güne bu ismin verilmesinin hikmeti, o günde Cenâb-ı Hak on peygamberine on değişik ikram ve ihsan ettiği içindir. Bu ikramlar şöyle belirtilmektedir:
1. Allah, Hz. Musa’ya (a.s.) Âşura Gününde bir mucize ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür.
2. Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cûdi Dağının üzerine Âşura Gününde demirlemiştir.
3. Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından Âşura Günü kurtulmuştur.
4. Hz. Âdem’in (a.s.) tevbesi Âşura Günü kabul edilmiştir.
5. Hz. Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Âşura Günü çıkarılmıştır.
6. Hz. İsa (a-s.) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semâya yükseltilmiştir.
7. Hz. Davud’un (a.s.) tevbesi o gün kabul edilmiştir.
8. Hz. İbrahim’in (a.s.) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur.
9. Hz. Yakub’un (a.s.), oğlu Hz.Yusuf’un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır.
10. Hz. Eyyûb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur.(2)
Hz. Âişe’nın belirttiğine göre, Kabe’nin örtüsü daha önceleri Âşura gününde değiştirilirdi.
İşte böylesine mânalı ve kudsî hâdiselerin yıldönümü olan bu mübarek gün ve gece, Saadet Asrından beri Müslümanlarca hep kutlana gelmiştir. Bugünlerde ibadet için daha çok zaman ayırmışlar, başka günlere nisbetle daha fazla hayır hasenatta bulunmuşlardır. Çünkü, Cenab-ı Hakkın bugünlerde yapılan ibadetleri, edilen tevbeleri kabul edeceğine dair hadisler mevcuttur.
Âşura Gününde ilk akla gelen ibadet ise, oruç tutmaktır. Muharrem ayı ve Âşura Günü, Ehl-i Kitap olan Hıristiyan ve Yahudiler tarafından da mukaddes sayılırdı. Nitekim, Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Medine’ye hicret buyurduktan sonra orada yaşayan Yahudilerin oruçlu olduklarını öğrendi.
“Bu ne orucudur?” diye sordu.
Yahudiler, “Bugün Allah’ın Musa’yı düşmanlarından kurtardığı Firavun’u boğdurduğu gündür. Hz. Musa (a.s.) şükür olarak bugün oruç tutmuştur” dediler.
Bunun üzerine Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam da, “Biz, Musa’nın sünnetini ihyaya sizden daha çok yakın ve hak sahibiyiz” buyurdu ve o gün oruç tuttu, tutulmasını da emretti.(3)
Aşûra günü yalnız ehl-i kitap arasında değil, Nuh Aleyhisselâmdan itibaren mukaddes olarak biliniyor, İslam öncesi Cahiliye dönemi Arapları arasında İbrahim Aleyhisselâmdan beri mukaddes bir gün olarak biliniyor ve oruç tutuluyordu.
Bu hususta Hazret-i Âişe validemiz şöyle demektedir:
“Âşûrâ, Kureyş kabilesinin Cahiliye döneminde oruç tuttuğu bir gündü. Resulullah da buna uygun hareket ediyordu. Medine’ye hicret edince bu orucu devam ettirmiş ve başkalarına da emretti. Fakat Ramazan orucu farz kılınınca kendisi Âşûrâ gününde oruç tutmayı bıraktı. Bundan sonra Müslümanlardan isteyen bugünde oruç tuttu, isteyen tutmadı.” ‘Buhari, Savm: 69.
O zamanlar henüz Ramazan orucu farz kılınmadığı için Peygamberimiz ve Sahabileri vacip olarak o günde oruç tutuyorlardı. Ne zaman ki, Ramazan orucu farz kılındı, bundan sonra Peygamberimiz herkesi serbest bıraktı. “İsteyen tutar, isteyen terk edebilir” buyurdu.(4) Böylece Âşura orucu sünnet bir oruç olarak kalmış oldu.
Âşura orucunun fazileti hakkında da şu mealde hadisler zikredilmektedir.
Bir zat Peygamberimize geldi ve sordu:

“Ramazan’dan sonra ne zaman oruç tutmamı tavsiye edersiniz?”
Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam, “Muharrem ayında oruç tut. Çünkü o, Allah’ın ayıdır. Onda öyle bir gün vardır ki, Allah o günde bir kavmin tevbesini kabul etmiş ve o günde başka bir kavmi de affedebilir” buyurdu.(5)
Yine Tirmizi’de de geçen bir hadiste Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:
“Âşura Gününde tutulan orucun Allah katında, o günden önce bir senenin günahlarına keffaret olacağını kuvvetle ümit ediyorum.”(6)
“Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur”(7) hadis-i şerifi ise, bu günlerde tutulan orucun faziletini ifade etmektedir.
Bu hadisin açılamasında İmam-ı Gazali, “Muharrem ayı Hicrî senenin başlangıcıdır. Böyle bir yılı oruç gibi hayırlı bir temele dayamak daha güzel olur. Bereketinin devamı da daha fazla ümit edilir” demektedir.
Gerek Yahudilere benzememek, gerekse orucu tam Âşura Gününe denk getirmemek için, Muharrem’in dokuzuncu, onuncu ve on birinci günlerinde oruç tutulması tavsiye edilmiştir.
Bu mânâdaki bir hadisi İbni Abbas rivayet etmektedir. Bunun için, müstehap olan, aşure Gününü ortalayarak, bir gün önce veya bir gün sonra oruç tutmaktır.
Bu günde oruçtan başka hayır, hasenat ve sadaka gibi güzel âdetlerin de yaşatılması isabetli ve yerinde olacaktır. Herkes imkânı nisbetinde ailesine, akraba ve komşularına ikramda bulunur; bugünlerin faziletini bildiren hâdiseleri hatırlayarak ihsanda bulunursa şüphesiz sevabını kat kat alacaktır. Bilhassa, Peygamberimiz, mü’minin aile efradına Âşura Gününde her zamankinden daha çok ikramda bulunmasını tavsiye etmiştir.
Bîr hadiste şöyle buyurular: “Her kim Aşura Gününde ailesine ve ev halkına ikramda bulunursa, Cenab-ı Hak da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder.”(9) Bu aile mefhumunun içine akrabalar, yetimler, kimsesizler, konu komşular da girmektedir. Fakat, bunun İçin fazla külfete girmeye, aile bütçesini zorlamaya lüzum yoktur. Herkes imkânı ölçüsünde ikram eder.
Âşura gününün manevi ve berraklığı üzerinde Kerbela karanlığının kesafeti de görülmektedir. 61. hicret yılının Muharrem’ine ait 10. gününde Hazret-i İmam Hüseyin (r.a.) 55 yaşında iken Sinan bin Enes isimli bir hain tarafından Kerbelâ’da hunharca şehit edilmiştir. Bu gadr ve zulmün arkasında Emevi Halifesi Yezid, onun Küfe valisi İbni Ziyad vardır. Yarım asır öncesinden Peygamberimizin bizzat haber verildiği bu ciğerleri yakan olay Hazret-i Hüseyin’i Cennet gençlerinin efendisi olma şanına yüceltmiştir.

Şehitler mükâfatını almış en yüce mertebelere ulaşmıştır. Yüce Allah’ın da zalimlere hak ettikleri cezayı en âdil bir şekilde vereceğinden şüphemiz yoktur. Kader hükme boyun eğen her mü’min bu olaya üzülür, ancak itidalini ve soğukkanlılığını kaybetmez. Duyguları yanlışlara ve taşkınlıklara götürmez. Çünkü meydana gelen bütün olaylar ezelî takdirin bir hükmüdür. Bu açıdan bunu bir “yas merasimi” haline dönüştürmek ehli-i sünnetin itikat ve inancına aykırıdır.

1) Hak Dini Kur ân Dili. 8 5793.
2) Sahih-i Müslim Şerhi, 6:140.
3) Ibtıı Mâce, Siyam: 31.
4) Müslim. Siyam: 117.
5) Tîrmizî. Savm: 40.
6) A.g.e., Savın: 47.
7) İbni Mâce. Siyam: 43.
8) İhyâ, 1:238
9) et-Tergîb ve’l-Terhİb, 2:116.

AŞURE GÜNÜNÜN FAZİLETLERİ;
(Müslümanlara ALLAH’u Teâlâ Hazretlerinin Lütfu Keremi)

CEHENNEM’E HARAM KILINMAK İSTEMEZMİSİNİZ?
AŞURE GÜNÜ ORUCU VE İBADETLERİNİN FAZİLETLERİ:

“ALLAH’u Teâlâ (Celle Celalühu); Aşure gününü oruçlu geçirene 1000 Hac, 1000 Umre ve 1000 Şehid sevabı yazar ve kendisine doğu ile batı arasındakilerin ecri verir. Bu kişi Hz. İsmail’in (A.S.) çocuklarından 1000 köle azad etmiş gibi olur. Kendisi adına Cennet’te 70.000 köşk kaydedilir.Ve ALLAH C.C. ONUN CANINI CEHENNEME HARAM KILAR.

Rivayete göre “Aşura gününü oruçlu geçirene 10.000 Melek sevabı verilir. O gün, İhlâs Sûresini 1000 kere okuyana ALLAH’u Teâlâ C.C. Rahmet nazarı ile bakar ve o kişi Sıddıklardan yazılır”
Her kim aşure gecesini (ibadetle) ihya ederse, ALLAH C.C. onu dilediği kadar ihya edecek. Hadis-i Şerif
“Her kim aşure gecesini ibadetle geçirir ve ertesi günüde (yani aşure gününü) oruçla geçirirse o kişi ölürken nasıl öldüğünü bilmeden ölecektir.”Hadis-i Şerif
Her kim Aşure gecesi ve gününde bir alimin sohbetine giderse veya ALLAH’ı C.C. zikreden bir cemaatin arasında 1 saat oturursa ALLAH’u Teâlâ’nın onu Cennete sokması ALLAH C.C. üzerine hak olur.
Aşure günü gusleden, ALLAH C.C. indinde günahlarından anasının onu doğurduğu gündeki gibi temiz olur.

Aşure günü iki kere gusledenin ebedi gözü ağrımaz göz ağrısı çekmez ve yine aşure günü gusledenin bir daha seneki güne kadar ölüm hastalığından başka hastalık çekmeyeceği rivayet ediliyor.
Muharrem ayındaki, Aşura günü orucu geçen senenin küçük günahlarını örter.
(“Geçen seneye keffarettir.” Hadis Şerif / Müslim)

Aşure gününde 10 Müslüman’a selam veren bütün dünyadaki Müslümanlara selam vermiş gibi olur.
Aşure günü orucunda bir kişiye iftar ettiren bütün Müslümanları iftar ettirmiş gibi olur.
Aşure günü bir yetimin başını okşayana başındaki kıl sayısınca ALLAH C.C. ona Cennette derece ihsan eder.
Aşure gecesi ve Aşure günü zerre kadar sadaka verene Uhud dağı kadar sevap verilir.
Ulema buyuruyor; Aşure günü çoluk çocuğuna, evine bolluk yapan bir sene boyunca bolluk bereket görür.
Aşure günü görüşmediği akrabalarıyla mutlaka görüşmeli, onları arayıp sormalıdır.
Aşure günü ve her zaman ALLAH’u Teâlâ dille ve kalple devamlı zikredilmelidir. ALLAH’u Teâlâ’yı zikretmek en büyük ibadettir. Rahman ve Rahim olan ALLAH’ın Adıyla ” “ALLAH’I ANMAK ELBETTE EN BÜYÜK (İBADET) TİR.” ANKEBUT/45 “

AŞURE GÜNÜ GERÇEKLEŞMİŞ OLAN ÇOK ÖNEMLİ HADİSELER:
İbrahim A.S. aşure günü doğdu, nemrut’un ateşinden de aşure günü kurtarıldı.
Musa A.S. firavunun elinden aşure günü kurtarıldı, firavun aşure günü boğuldu.
ALLAH’u Teâlâ C.C., İdris A.S. Peygamberi aşure günü 4. kat semaya kaldırdı.
ALLAH’u Teâlâ C.C., Eyyüb A.S. hastalıklarına aşure günü şifa verildi
ALLAH’u Teâlâ C.C., Adem A.S.’ın tevbesini aşure günü kabul etti.
ALLAH’u Teâlâ C.C., Davud A.S.’ın tevbesini aşure günü kabul etti.
ALLAH’u Teâlâ C.C., Mü’minlerin tevbelerini de aşure günü kabul edecek İNŞAALLAH.
Nuh A.S.’ın gemisi aşure günü karaya oturdu. Yunus A.S. balığın karnından aşure günü çıkarıldı.
ALLAH’u Teâlâ C.C., Yusuf A.S.’ı Yakub A.S.’a 40 sene sonra aşure günü kavuşturdu.
Arş, Kûrsi, Kâlem, Yerler ve Gökler, Cebrail A.S., Mikail A.S., İsrafil A.S., Azrail A.S., Adem A.S., Havva anamız, aşure günü yaratıldı. Ve kıyamet Aşure günü kopacak. (Vahşi hayvanların bile aşure günü otlamadıkları rivayetleri vardır.)

AŞURA GECESİ VE GÜNÜNDE KILINACAK (ÇOK FAZİLETLİ) NAMAZLAR:
Peygamber Efendimiz SAV buyuruyor (Hz Aişe RA’den rivayet): Aşure gecesi yada kılınamıyorsa günü, her rekatta Fatiha Sûresinden sonra 3 İhlâs-ı Şerif okuyarak 100 rekat namaz kılınırsa, (Gece kılınırsa 2 rekatta, gündüz 4 rekatta bir selam verilecek) arkasından 70 SübhenALLAHi velhamdülİLLAHi vela ilahe illALLAHu VALLALU ekber vela havle vela kuvvete illa bİLLAHil Aliyyil Aziym, 70 EstağfirULLAH, 70 Salavat-ı Şerife okursa;
Bu kişi öldüğü zaman ALLAH’u Teâlâ o kişinin kabrini misk-ü amber doldurur ve kabre konan herkesin saçı başı kaşı kirpiği her tarafı kılları dağılır, bu namazı kılanın kabrinde saçları tüyleri dağılmaz. Mahşere çıktığında yüzü ayın ondördü gibi parlar, yeni gelinin kocasının evine gönderildiği gibi Cennete gönderilir.

Aşure günü şu 4 rekat namaz kılanın (ALLAH’u Teâlâ Hazretlerinin mahşer günü hasımlarını razı etmesi niyetiyle)
1.Rekatta; Fatiha’dan sonra, 11 İhlâs-ı Şerif
2.Rekatta; Fatiha’dan sonra, 3 Kâfirun, 11 İhlâs-ı Şerif
3.Rekatta; Fatiha’dan sonra, 1 Tekâsur, 11 İhlâs-ı Şerif
4.Rekatta; Fatiha’dan sonra, 3 Ayet-el Kûrsi, 25 İhlâs-ı Şerif
Bu namazı kılan kabir şiddetlerinden korunacak, ALLAH’u Teâlâ C.C. mahşer günü hasımlarını rıza edecek İNŞAALLAH.
Aşure gecesi teheccüd namazı ve mümkünse tesbih namazı kılınmalıdır.

Ayrıca kılabilen aşure gecesi teheccüd vaktinde ve aşure günü öğle ile ikindi arası, her rekatta Sure-i Fatiha’dan sonra 50 İhlâs-ı Şerif okuyarak 4 rekat namaz kılınmalı. Yine aşure günü kuşluk vakti aynı namaz 2 rekat olarak kılınmalı. Namazdan sonra 70 İstiğfar, 70 Salavat-ı Şerife, 70 La havle vela Kuvvete illa BİLLAHil Aliyyil Aziym söylenmeli.

Aşura günü şu dua 10 defa yapılmalı: “SübhenALLAHi mil’el-mizân.Ve müntehe’l-îlmi ve mebleğa’r-rıza ve zinete’l-Arş”

Önemli not: Dinimize göre gece önce gelir, gün sonra gelir. Hesaplarımızı ona göre yapalım. Yani Perşembe günü akşam ezanı okunduğunda Cuma gününe giriyoruz, ertesi gün akşam ezanı okununca Cuma günü bitiyor.

“Şehrullahi’l-Muharrem” olarak meşhur olan, yani “Allah’ın ayı Muharrem” olarak bilinen Muharrem ayı, İlahi bereket ve feyzin, Rabbani ihsan ve keremin coştuğu ve bollaştığı bir aydır.

Allah’ın ayı, günü ve yılı olmaz, ancak Allah’ın rahmetine ermenin önemli bir fırsatı olduğu için Peygamberimiz tarafından bu şekilde ifade edilmiştir.
Âşura Günü ise Muharrem’in 10. günüdür. Âşura Gününün Allah katında ayrı bir yeri vardır. Bugünde Cenâb-ı Hak on peygamberine on çeşit ikramda bulunmuş ve kudsiyetini arttırmıştır. Bu günlerde oruç tutmak çok faziletlidir.
Hicrî Senenin ilk ayı olan Muharrem ayının 10. günü Âşura Günüdür. Muharrem ayının diğer aylar arasında ayrı bir yeri olduğu gibi, Âşura Gününün de diğer günler içinde daha mübarek ve bereketli bir konumu bulunmaktadır.
Âşura Gününün Allah katında da çok seçkin bir yerinin olduğunu Fecr Sûresinin ikinci âyeti olan “On geceye yemin olsun” ifâdelerinin tefsirinden öğrenmekteyiz.
Bazı tefsirlerimizde bu on gecenin Muharrem’in Âşurasine kadar geçen gece olduğu beyan edilmektedir.(1)

Cenâb-ı Hak bu gecelere yemin ederek onların kudsiyet ve bereketini bildirmektedir.

Bugüne “Âşura” denmesinin sebebi, Muharrem ayının onuncu gününe denk geldiği içindir. Hadis kitaplarında geçtiğine göre ise, bu güne bu ismin verilmesinin hikmeti, o günde Cenâb-ı Hak on peygamberine on değişik ikram ve ihsan ettiği içindir. Bu ikramlar şöyle belirtilmektedir:

1. Allah, Hz. Musa’ya (a.s.) Âşura Gününde bir mucize ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür.
2. Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cûdi Dağının üzerine Âşura Gününde demirlemiştir.
3. Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından Âşura Günü kurtulmuştur.
4. Hz. Âdem’in (a.s.) tevbesi Âşura Günü kabul edilmiştir.
5. Hz. Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Âşura Günü çıkarılmıştır.
6. Hz. İsa (a-s.) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semâya yükseltilmiştir.
7. Hz. Davud’un (a.s.) tevbesi o gün kabul edilmiştir.
8. Hz. İbrahim’in (a.s.) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur.
9. Hz. Yakub’un (a.s.), oğlu Hz.Yusuf’un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır.
10. Hz. Eyyûb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur.(2)

İşte böylesine mânalı ve kudsî hâdiselerin yıldönümü olan bu mübarek gün ve gece, Saadet Asrından beri Müslümanlarca hep kutlana gelmiştir. Bugünlerde ibadet için daha çok zaman ayırmışlar, başka günlere nisbetle daha fazla hayır hasenatta bulunmuşlardır. Çünkü, Cenab-ı Hakkın bugünlerde yapılan ibadetleri, edilen tevbeleri kabul edeceğine dair hadisler mevcuttur.
Âşura Gününde ilk akla gelen ibadet ise, oruç tutmaktır. Muharrem ayı ve Âşura Günü, Ehl-i Kitap olan Hıristiyan ve Yahudiler tarafından da mukaddes sayılırdı. Nitekim, Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Medine’ye hicret buyurduktan sonra orada yaşayan Yahudilerin oruçlu olduklarını öğrendi.
“Bu ne orucudur?” diye sordu.
Yahudiler, “Bugün Allah’ın Musa’yı düşmanlarından kurtardığı Firavun’u boğdurduğu gündür. Hz. Musa (a.s.) şükür olarak bugün oruç tutmuştur” dediler.
Bunun üzerine Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam da, “Biz, Musa’nın sünnetini ihyaya sizden daha çok yakın ve hak sahibiyiz” buyurdu ve o gün oruç tuttu, tutulmasını da emretti.(3)
Aşûra günü yalnız ehl-i kitap arasında değil, Nuh Aleyhisselâmdan itibaren mukaddes olarak biliniyor, İslam öncesi Cahiliye dönemi Arapları arasında İbrahim Aleyhisselâmdan beri mukaddes bir gün olarak biliniyor ve oruç tutuluyordu.
Bu hususta Hazret-i Âişe validemiz şöyle demektedir:
“Âşûrâ, Kureyş kabilesinin Cahiliye döneminde oruç tuttuğu bir gündü. Resulullah da buna uygun hareket ediyordu. Medine’ye hicret edince bu orucu devam ettirmiş ve başkalarına da emretti. Fakat Ramazan orucu farz kılınınca kendisi Âşûrâ gününde oruç tutmayı bıraktı. Bundan sonra Müslümanlardan isteyen bugünde oruç tuttu, isteyen tutmadı.” ‘Buhari, Savm: 69.
O zamanlar henüz Ramazan orucu farz kılınmadığı için Peygamberimiz ve Sahabileri vacip olarak o günde oruç tutuyorlardı. Ne zaman ki, Ramazan orucu farz kılındı, bundan sonra Peygamberimiz herkesi serbest bıraktı. “İsteyen tutar, isteyen terk edebilir” buyurdu.(4) Böylece Âşura orucu sünnet bir oruç olarak kalmış oldu.
Âşura orucunun fazileti hakkında da şu mealde hadisler zikredilmektedir.
Bir zat Peygamberimize geldi ve sordu:
“Ramazan’dan sonra ne zaman oruç tutmamı tavsiye edersiniz?”
Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam, “Muharrem ayında oruç tut. Çünkü o, Allah’ın ayıdır. Onda öyle bir gün vardır ki, Allah o günde bir kavmin tevbesini kabul etmiş ve o günde başka bir kavmi de affedebilir” buyurdu.(5)
Yine Tirmizi’de de geçen bir hadiste Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:
“Âşura Gününde tutulan orucun Allah katında, o günden önce bir senenin günahlarına keffaret olacağını kuvvetle ümit ediyorum.”(6)
“Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur”(7) hadis-i şerifi ise, bu günlerde tutulan orucun faziletini ifade etmektedir.
Bu hadisin açılamasında İmam-ı Gazali, “Muharrem ayı Hicrî senenin başlangıcıdır. Böyle bir yılı oruç gibi hayırlı bir temele dayamak daha güzel olur. Bereketinin devamı da daha fazla ümit edilir” demektedir.
Gerek Yahudilere benzememek, gerekse orucu tam Âşura Gününe denk getirmemek için, Muharrem’in dokuzuncu, onuncu ve on birinci günlerinde oruç tutulması tavsiye edilmiştir.
Bu mânâdaki bir hadisi İbni Abbas rivayet etmektedir. Bunun için, müstehap olan, aşure Gününü ortalayarak, bir gün önce veya bir gün sonra oruç tutmaktır.
Bu günde oruçtan başka hayır, hasenat ve sadaka gibi güzel âdetlerin de yaşatılması isabetli ve yerinde olacaktır. Herkes imkânı nisbetinde ailesine, akraba ve komşularına ikramda bulunur; bugünlerin faziletini bildiren hâdiseleri hatırlayarak ihsanda bulunursa şüphesiz sevabını kat kat alacaktır. Bilhassa, Peygamberimiz, mü’minin aile efradına Âşura Gününde her zamankinden daha çok ikramda bulunmasını tavsiye etmiştir.
Bîr hadiste şöyle buyurular: “Her kim Aşura Gününde ailesine ve ev halkına ikramda bulunursa, Cenab-ı Hak da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder.”(9) Bu aile mefhumunun içine akrabalar, yetimler, kimsesizler, konu komşular da girmektedir. Fakat, bunun İçin fazla külfete girmeye, aile bütçesini zorlamaya lüzum yoktur. Herkes imkânı ölçüsünde ikram eder.
Âşura gününün manevi ve berraklığı üzerinde Kerbela karanlığının kesafeti de görülmektedir. 61. hicret yılının Muharrem’ine ait 10. gününde Hazret-i İmam Hüseyin (r.a.) 55 yaşında iken Sinan bin Enes isimli bir hain tarafından Kerbelâ’da hunharca şehit edilmiştir. Bu gadr ve zulmün arkasında Emevi Halifesi Yezid, onun Küfe valisi İbni Ziyad vardır. Yarım asır öncesinden Peygamberimizin bizzat haber verildiği bu ciğerleri yakan olay Hazret-i Hüseyin’i Cennet gençlerinin efendisi olma şanına yüceltmiştir.

Şehitler mükâfatını almış en yüce mertebelere ulaşmıştır. Yüce Allah’ın da zalimlere hak ettikleri cezayı en âdil bir şekilde vereceğinden şüphemiz yoktur. Kader hükme boyun eğen her mü’min bu olaya üzülür, ancak itidalini ve soğukkanlılığını kaybetmez. Duyguları yanlışlara ve taşkınlıklara götürmez. Çünkü meydana gelen bütün olaylar ezelî takdirin bir hükmüdür. Bu açıdan bunu bir “yas merasimi” haline dönüştürmek ehli-i sünnetin itikat ve inancına aykırıdır.
1) Hak Dini Kur ân Dili. 8 5793.
2) Sahih-i Müslim Şerhi, 6:140.
3) Ibtıı Mâce, Siyam: 31.
4) Müslim. Siyam: 117.
5) Tîrmizî. Savm: 40.
6) A.g.e., Savın: 47.
7) İbni Mâce. Siyam: 43.
8) İhyâ, 1:238
9) et-Tergîb ve’l-Terhİb, 2:116.


AŞURE GÜNÜ TUTULAN ORUCUN FAZİLETİ:Resulullah (S.A.V.) efendimizin şöyle buyurduğu anlatılmıştır “Bir kimse, muharrem ayında bir gün oruç tutar ise onun için her güne otuz günlük oruç sevabı vardır.” Bir rivayete göre; İbn-i Abbas (R.A.) Resulullah (S.A.V.) efendimizin şöyle buyurduğunu anlatmıştır: “Bir kimse, muharrem ayında, aşure günü oruç tutar ise onun için on bin melek sevabı verilir. Bir kimse, muharrem ayında aşure günü oruç tutarsa onun için on bin şehit sevabı, on bin hac eden ve umre eden sevabı verilir.

Bir kimse, aşure günü bir kimsenin başını okşar ise o yetimin başındaki tüylerin sayısı kadar o kimsenin cennette derecesini arttırır.
Bir kimse, aşure gecesi, oruçlu bir mümine iftar ziyafeti verir ise Muhammed ümmetinin tümüne iftar ziyafeti vermiş ve hepsinin karnını doyurmuş kadar olur.”
O gün, siz de oruçlu olunuz. O günde, çoluk çocuğunuza bolluk gösteriniz.
Her kim, aşure günü, malından bolca harcar ise Allah-ü Teala, senenin diğer günlerinde ona bolluk ihsan eyler.
Bir kimse, aşure günü oruç tutar ise kırk senelik günahına kefaret olur.
Bir kimse, aşure gecesini ihya eder de; gündüzünü dâhi oruçlu geçirir ise ölüm acısını anlamadan ölür.”
AŞURE GÜNÜNÜN FAZİLETLERİ
Bu arada, sahabe Resulullah (S.A.V.) efendimize şöyle buyurdu:
“Evet, öyledir.
Allah-ü Teala, semaları aşure günü yarattı.
Dağları aşure günü yarattı.
Denizleri aşure günü yarattı.
Kalemi aşure günü yarattı.
Levhü aşure günü yarattı.
Âdem Aleyhisselamı aşure günü yarattı. Âdem Aleyhisselamı aşure günü cennete koydu.
İbrahim Aleyhisselam, aşure günü doğdu. Allah-ü Teala onu aşure günü ateşten kurtardı. Oğluna kurban fedaisini aşure gününü yolladı.
Firavun, aşure günü suda boğuldu.
Allah-ü Teala Eyüp Aleyhisselamı hastalık belasından aşure günü kurtardı.
Allah-ü Teala Âdem Aleyhisselamın tövbesini aşure günü kabul buyurdu.
Allah-ü Teala, Davut Aleyhisselamın günahını aşure günü bağışladı.
İsa Aleyhisselam, aşure günü doğdu.
Kıyamet de aşure günü kopacaktır.”
Bu sırada, Hz. Ömer (R.A.) şöyle dedi:
“Ya Resulullah, Allah-ü Teala aşure gününü vermekle bize üstünlük ihsan eyledi.”
Bundan sonra, Resulullah (S.A.V.) efendimiz şöyle buyurdu:
“Allah-ü Teala, semaları ve yeri öyle bir aşure günü yarattı.
Yıldızları da öyle bir aşure günü yarattı.
Arşı aşure günü yarattı. Kürsiyi dahi onun gibi bir aşure günü yarattı.
Cebrail Aleyhisselamı aşure günü yarattı; melekleri dahi, onun gibi bir aşure günü yarattı.
İdris Aleyhisselam, aşure günü semaya yükseldi.
İsa Aleyhisselam, aşure günü semaya yükseldi. İsa Aleyhisselamın doğumu dahi, aşure günü olmuştu.
Allah-ü Teala, Süleyman Aleyhisselama mülkünü aşure günü verdi.
Yüce Rahman Rabbin arşa istivası, aşure günü olmuştur.
Semadan ilk yağmur, aşure günü yağmıştır.
İlk rahmet, aşure günü nazil olmuştur.
Bir kimse, aşure günü boy abdesti alır ise ölüm hastalığı hariç; hiç hasta olmaz.
Bir kimse, aşure günü gözlerine sürme çeker ise sene boyunca göz ağrısı görmez.
Bir kimse, aşure günü bir hastayı ziyaret eder ise Âdem’in oğlunu ziyaret etmiş gibi sevap alır.
Aşure günü birine bir içimlik su veren kimse göz açıp kapayıncaya kadar zaman dahi, Allah’a asi olmamış gibi olur.
AŞURE GÜNÜ KILINACAK NAMAZIN FAZİLETİ
Bir kimse, aşağıda anlatılacak şekilde dört rekât namaz kılar ise Allah-ü Teala onun elli senelik geçmiş; elli senelik de gelecek günahını bağışlar. Mele-i Alada dahi, onun için nurdan bir köşk yapar:
a.Her rekâtında bir kere Fatiha suresi okunur.
b.Elli bir kere (51) İhlâs suresi okunur.”
Bir başka rivayette ise, bu namaz şöyle anlatılmıştır:
Her rekâtta, bir kere Fatiha suresi okunur.
Her rekâtta, bir zilzal suresi okunur. (90. suredir)
Her rekâtta, bir kere kafirun suresi okunur. (109. suredir)
Her rekâtta, bir kere ihlâs suresi okunur. (112. suredir)
Namaz bittikten sonra da, Resulullah (S.A.V.) efendimize 70 kere salâvat okunur.”
AŞURE GÜNÜ VE BOLLUK
Anlatıldığına göre: İbrahim b. Muhammed b. Münteşir; zamanında Küfe’de görülen en faziletlilerdendi.
O şöyle anlatmıştır:
“Bir kimse, çoluk çocuğa aşure günü bolluk gösterir ise Allah-ü Teala, senenin kalan günlerinde ona bolluk ihsan eyler.”
Süfyan şöyle dedi:
“Anlatılan durumu, elli sene denedik; bolluktan başka bir şey görmedik.”
Anlatıldığına göre: geçmişteki büyük zatlardan biri şöyle demiştir:
“Bir kimse, zinet günü sayılan aşure günü oruç tutar ise senenin içinde kaçırdığı nafile oruçlara yetişmiş olur.
Bir kimse aşure günü sadaka verir ise sene içinde kaçırdığı sadaka verme sevabına yetişmiş olur.”
Kaynak: Abdulkadir Geylani/Gunyet’üt Talibin

AŞURE GÜNÜ İLE İLGİLİ HADİSİ ŞERİFLER

1.AŞURE GÜNÜNÜN FAZİLETİNE KAVUŞMAYA ÇALIŞINIZ.ÇÜNKÜ O;ALLAHU TEALANIN GÜNLER ARASINDAN SEÇTİĞİ MUBAREK BİR GÜNDÜR.O GÜNDE ORUÇ TUTANA ALLAH NEZDİNDE BULUNAN MELEKLERİN,PEYGAMBERLERİN,ŞEHİTLERİN VE SALİHLERİN İBADETLERİ KADAR SEVAP VERİLİR.
2.RAMAZANI ŞERİFTEN SONRA EN FAZİLETLİ ORUÇ,AŞURE ORUCUDUR.
3.AŞURE GÜNÜ BOY ABDESTİ ALAN,ÖLÜM HASTALIĞINDAN BAŞKA HASTALIK GÖRMEZ.OGÜN BİR HASTAYI ZİYARET EDEN BÜTÜN İNSANLARI ZİYARET ETMİŞ GİBİ OLUR.AŞURE GÜNÜ BİR KİMSEYİ SULAYAN HİÇ İSYAN ETMEMİŞ GİBİ AFFOLUNUR.
4.BİR KİMSE AŞURE GÜNÜ ÇOLUK ÇOCUĞUNA İYİLİK YAPSA ONLARI SEVİNDİRSE, ALLAHU TEALA ONA SENENİN GÜZEL GEÇMESİNİ MÜYESSER KILAR.O GÜN ORUÇ TUTANIN ORUCU KIRK YILLIK GÜNAHINA KEFFARET OLUR.AŞURE GECESİNİ İHYA EDİP SABAHINDA ORUÇLU OLAN KİMSE VEFAT EDERKEN ÖLÜM ACISI ÇEKMEZ.
5.AŞURE GECESİNİ İHYA EDENİ ALLAHU TEALA DİLEDİĞİ GİBİ DİRİLTİR.

__________________