Arşivler

Mart 2008 ayı için tüm yazılar

Bilgisayarınızın Güvenliği

Mart 28, 2008 Tarihinde usluu Tarafından yayımlandı

creatifftorty077wc.jpgportların kontrolünden devam..
Yazımızda da belirttiğimiz gibi trojanlar açık olan portlar aracılığıyla diğer bilgisayar ile irtibat kurar. Artık neredeyse tüm yeni trojanların portlarını değiştirmek mümkün olmaktadır. Fakat trojan kullanmayı seven arkadaşlar genellikle port ve diğer ayarlarını değiştirmeden kullandıkları için default olarak trojanlar tarafından kullanılan portların bilinmesinde fayda var(en azından çok kullanılan trojanların). Peki sisteminizde tehlikeli bir port un açık olduğunu nasıl anlayabiliriz. Burada yine windows imdadımıza yetişiyor. Başlat-Programlar-MsDos komut istemi çalıştırılırsa karşımıza ms-dos ortamı çıkar. Burada

c:\\windows>netstat -an

yazıp enter a basarsanız o anda bilgisayarınızın iletişim halinde olduğu bilgisayar ile arasındaki kullanılmakta olan portlar ve ip numaraları gösterilir. (Portları kontrol için totostat adında bir programı tavsiye ederim. Netstat ile aynı işlemi yapıyor. Kullanımı daha pratik. Buraya <http://members.xoom.com/bayramaltun/totostat.zip&gt; tıklayarak download edebilirsiniz.)

Yukarıdaki şekilde yerel adres sizi, yabancı adres bağlantı kurduğunuz karşı bilgisayarı gösterir. Dikkat edersek 54321 ve 31337 numaralı portlar açık görünüyor. Bunlar kesinlikle bilgisayarda trojan olduğunun göstergesidir. 54321 schoolbus 31337 BO trojanın kullandığı default portlardır. Ayrıca aktif olan iki bağlantı var. Bunlardan ikisi de bir web sayfasına bağlı olduğumuzu gösteriyor. Şayet web sayfasına bağlanırsak karşı bilgisayarın kullandığı port olarak 80 (8080 de olabilir.), mail server a bağlanarak mailleri kontrol ediyorsak 110, ftp programı ile web sitemize dosya gönderiyorsak 21, telnet ile bağlantı kurmuş isek 25 numaralı portlar yabancı bilgisayarın açık portları olarak görünür. Bunun haricindeki portlardan yapılan(yabancı bilgisayarın portları) bağlantılar tehlikeli olabilir. Fakat ve Chat ve proxy istisnası var. Chat programı karşı tarafın 6667, 7000 gibi portlarını açabilir. Eğer internete bir proxy üzerinden bağlanıyorsak bağlantı yapılan bilgisayarın portu 1080 olarak görünebilir(tabi ki proxy istisna bir durumdur. Çoğu kullanıcı normal bağlantı kurar.)

Bir portun açık olması bağlantı kurulduğu anlamına gelmez. Yukarıda görüldüğü gibi 54321 numaralı port açık fakat yabancı adreste bir bağlantı görünmüyor. Bu o anda bağlantı olmadığını gösterir. 54321 numaralı porta bir bağlantı olduğunu görmüş olsaydık. Kesinlikle birisinin bilgisayara girdiğinden bahsedebilirdik.

BİLGİSAYARINIZIN KULLANDIĞI PORTLAR:

Port.zip <port.zip> dosyasını alarak öğrenebilirsiniz.(Dosyanın ismi üstüne tıklarsanız kopyalanmaya başlar. Dosya çok uzun olduğu için yazılmadı.)

TROJANLARIN KULLANDIĞI PORTLAR:

Aşağıda gösterilen port numaraları server dosyasının ayarları değiştirilmediği sürece doğrudur.

TROJAN İSMİ

KULLANDIĞI PORT

 
 

icqtrojana

4950

girlfriend

21554

 
 

bo

31337

ftp99cmp

1492

master paradise

40421

fire hotker

5321

sockets de troje

30303

executor

80

gate crasher

6969

hackers paradise

456

hack99 keyloger

12223

netspy

31339

net monitor

7300

subseven

1243-27374

invasor

2140

Wincrach 1.03

5742

Wincrach 2.0

2583

Silencer

1001

Devil

65000

Millenium

20001

Phineas

2801

Backdoor

1999

Evilftp

23456

Phasezero

555

Psyber Streaming Server

1509

SSTROJG

11000

Voice Client

1514

Netbus

12345-20034

Schoolbus

54321

MAİL BOMBALARI:

İnternet ortamında mail hesabının olması olmazsa olmaz şartlardan birisi. Ne varki insanların rahatı onları rahatsız eden kötü niyetli kişiler tarafından yazılan mail bomber lar ile mail hesabınız işleyemez hale gelebilir. Sahip oldukları bir mail bomber programı ile istediği mail hesabına sayısı oldukça yüksek mail gönderebilirler. Mail göndermenin ne zararı olabilir diyebilirsiniz. Fakat mail hesapları belli bir kapasiteyle sınırlıdır. Mesela 5 Mb kapasiteye sahip mail hesabınıza her biri 20 Kb lık 300 e-mail gönderilmesi durumunda hesabınız çalışamaz durumu gelecek ve size gelen mailler yerine ulaşamayacaktır.

Bu operasyonun zarar vermek isteyen kişiye kaybettirdiği zaman ise sadece yarım saattir. O yarım saat sörf yaparken aynı zamanda program size mailleri gönderecektir.

NÜKELER:

Windows işletim sistemi (özellikle Win 95) aslında sanıldığı kadar kusursuz değildir. İşte nuke diye bilinen programlar işletim sisteminizin bu açıklarını iyi bilen ve sürekli yeni açıklar bulmaya çalışan programcılar tarafından yazılan programlardır. Çeşitleri bir hayli fazladır. Özellikle win 95 işletim sistemini tehdit ederler. Mavi ekran hataları sonrası sisteminizin yeniden başlatılması, hattınızın kopması(şu an çok popüler olan ve modem resetleyici diye bilinen nuke çeşitlerine karşı ise korunma neredeyse imkansız) ya da internette sörf hızınızın yavaşlamasına sebep olan değişik bir çok çeşidi vardır. Hatta çoğu kullanıcı sürekli hattan düştüğünü ve bunun nedeninin internet servis sağlayıcısı olduğunu zanneder. Gerçekte işler biraz farklıdır. Bunu anlamanın en kolay yolu ise firewall(aşağıda anlatılacak) diye bilinen programlardan birinin sisteminize kurularak saldırılara şahit olmanızdır. Hatta işin boyutları o kadar büyümüştür ki. Nuke programları temin eden sitelerden bazıları işin çığırından çıktığını fark ederek bu işi yapmaktan vazgeçmiş, hatta koruma yollarını anlatmaya başlamışlardır. Bilgisayar kullanıcılarının büyük bir çoğunluğu internette güvenlik meselesinin halâ lüks olduğunu zannetmektedirler. Hedef kitle ise bu çoğunluktur. Aşağıda anlatılacak tekniklerin uygulanmasıyla internette rahatça sörf yapabilecek yapılan saldırıları çoğunlukla emin olarak tebessüm ederek seyredeksiniz. Nukelerden yüzde yüz korunmanın bir yolu yoktur. Fakat güvenlik için uygulanacak teknikler sayesinde büyük çoğunluğu bertaraf edebilirsiniz. Hatta nuke atanların çoğu işin teknik detayını bilmeden ellerindeki nuke programını kullanan liseli öğrencilerdir.

VİRÜS:

Virüsler bilgisayarınızda sizin isteğiniz dışında çalışarak zarar veren programlardır. İnternet dünyasının gelişmesiyle yayılma hızları da bir hayli artmıştır. Boot sektöre bulaşarak orada yaşayanlardan, programlara kendini enjekte edenlere, FAT da bozuk sektör göstererek hard diskinizde kendine yer sağlayanlara kadar bir çok çeşidi vardır. Bulaşma yolları ise aynıdır. Virüs bulaştırılmış herhangi bir disketi okumanız veya yine virüslü bir programı çalıştırmanız durumunda kendisinin önceden belirlediği saklanma stratejisine göre(az önce bir kaçını sıralamıştık.) bilgisayarınıza bulaşarak aktif hale geçebilir.( Sisteminizde kurulu bir virüs tarama programınız var ise bulaşma anında anti virüs yazılımınız aktif hale geçerek sizi uyarır.) Aktif hale geçen virüs programı ise gelişen şartlara göre sisteminize zarar verebilir. Gelişen şartlar diyorum çünkü, Dos 6.22 li işletim sistemlerinin kullanıldığı zamanlarda kullanılan zarar verme teknikleriyle şu an kullanılan teknikler sayıca biribirinden farklıdır. Mesela modemlerin yaygın olduğu günümüzde modeminizi kullanarak milletler arası arama yapan ve yüklü telefon faturalarının gelmesine sebep olan virüs çeşitlerinin eskiden olmasına imkan yoktu çünkü modem fazla kullanılan bir donanım değildi. Virüslerden korunmanın en iyi yolu ise Anti-virüs yazılımlarını kullanmanız ve şüpheli bulduğunuz programları mümkün oldukça sisteminize kopyalamamanızdır. Şayet yine de sisteminize bir virüsün girmesine mani olamamış iseniz. Bilgisayarınızı Dos ortamında çalıştırarak virüsleri bulup yok etmeye çalışabilirsiniz.(Norton ve Mcaffee programlarının Dos ortamında çalışan parçaları mevcuttur.)

Bilinen en iyi anti virüs yazılımları Norton ve Mcaffe programlarıdır. Fakat bunlardan Mcaffe sistemi diğerine göre daha fazla yavaşlattığından dolayı benim tercihim Norton un anti-virüs yazılımıdır.(Norton 5.0 ve Mcaffee 4.0.5 programlarını cracklı hali ile Download bölümünden alabilirsiniz.) Virüs tarama programları sadece virüslere karşı etkili değildir. Aslında isimleri anti-virüs yazılımları olsada daha sonra açıklayacağımız trojanlara karşı da bilgisayarınızı korurlar. Anti-virüs yazılımları sisteminizi korurken iki yöntemi kullanır. Normal olarak her virüsün bir bilgisayar kodu vardır. Virüs tarama programları bir dosyayının virüslü olup olmadığını veri bankasında bulunan, bilinen virüs kodlarıyla, kontrol ettiği programın kodlarını kontrol ederek yapar. Şayet kontrol ettiği programın kodu virüs tarama programımızın veri bankasında bulunan virüs kodlarından birini içeriyorsa program virüslü kabul edilir. Yazılanlardan da anlaşıldığı gibi virüs tarama programımızın veri bankası ne kadar zengin ise virüs ve trojanlara karşı da o kadar rahat olabiliriz demektir. İş te bu noktada virüs tarama programımızın veri bankasını güncellemek son derece önemlidir. Eski veri bankasına sahip bir anti-virüs programının size pek bir faydası olmaz. Anti-virüs yazılımlarının kullandığı ikinci yöntem biraz farklıdır. Diyebilirsiniz ki anti-virüs yazılımı ne kadar güncellenirse güncellensin. Sonuçta bir yerlerde birilerinin yazdığı virüs ve ya trojanlar anti-virüs yazılım şirketlerinin veri bankalarına dahil olmadan bize bulaşabilirler. İşte anti-virüs yazılımlarının kullandığı ikinci teknik bu endişe düşünülerek tasarlanmıştır. Bu yönteme göre virüs veya trojanlar bilgisayar sistemlerinde benzer davranışlar sergilerler. Mesela diskete yazma ve okuma işlemlerini gerçekleştiren interruptı kontrol ederek herhangi bir disk veya disket okunmaya başlandığında aktif olarak kendini disk ve ya disketin boot sektörüne bulaştıran boot sektör virüsleri gibi bir çok virüsün hayatlarını devam ettirebilmeleri için benzer davranışları sergilemesi gerekir. İşte bu davranışlar bilindiğinde virüslerin kodları olamasa da virüs davranışı sergileyen programlar tesbit edilerek yakalanır. Sonuç olarak sahip olduğunuz iyi bir virüs tarama programı sayesinde (aynı zamanda sürekli güncellenen) virüslerin saldırısından büyük çoğunlukla korunmuş olursunuz.

ŞİFRELEME:

İnternet dünyasında şifre kullanımı oldukça yaygındır. Mail alırken, site kurarken, internete bağlanırken ya da herhangi bir şekilde güvenliğimiz için bir çok güvenlik şifresi kullanmak zorunda kalırız. Fakat bizim için oldukça önemli olan şifrelerimiz şayet yeterince güçlü (az sonra açıklanacak) değilse başkaları tarafında bulunabilir ve bu da bizim için pek de iyi olmayabilir. Örneğin mail hesabınıza ait şifreniz şayet 4 basamaklı rakamlardan oluşuyorsa, şifrenizin çözülmesi için yaklaşık 15 dk sürecektir(tabi mail server ın hızına da bağlı). Şayet şifreniz 5 basamaklı bir sayı ise yaklaşık 90 dk içinde şifreniz bulunacaktır.(tabi bu arada mail hesabınızın user name ini hesaba katmıyoruz, çünkü çoğunlukla mail hesabındaki isim olacaktır.). Şonuçta doğru orantılı olarak 6, 7 ya da 8 basamaklı sayıların ne kadar zamanda çözülebileceği malum. Şonuç olarak şifreniz güçlü değilse isteyen birisi biraz azimle buna ulaşabilir. Gelelim güçlü şifre işine. Güçlü kabul edilen şifreler içerisinde büyük, küçük harfler, rakamlar ve özel işaretler olan şifrelerdir. Şayet şifreniz b iraz önce saydığımız farklı gruplardan elemanlarla oluşmuş ise çözülmesi neredeyse imkansız güçlü bir şifredir.

FİREWALL:

Firewall diye bilinen programlar, bilgisayarınızın portları ile internet arasına yerleşerek yapancı veya sizin onaylamadığınız girişimlere mani olurlar. Özellikle bilgisayarınızda bir trojan var ise bile firewall sayesinde, trojan ile başkalarının size ulaşmasını önler. Biraz önce söylemiştik, firewall virüs veya trojan bulmaz sadece internete giriş kapılarınız olan portların önünde durarak istemediğiniz giriş ve çıkışlara mani olur. Bu durumda haberiniz olmadan bilgi girişi veya çıkışı olmaz. Tüm kontroller sizin elinizdedir. Tabiiki iş bu kadar kolay değil bu programların da bir takım ayarlamaları var fakat bu ayarlamaları öğrendikten sonra geriye sadece saldırıları gülerek seyretmek kalıyor. En iyi bilinen firewall programları Norton İnternet Security 2000, Conseal Pc Firewall ile Black İce dır. Fakat bunlar ücretlidir. Ücretsiz olan Zone Alarm programı da vardır. Ayrıca Firewall programlarında saldıran kişinin ip numarası da yazıldığı için karşı atak için kullanılabilir.
www.dervisler.net