Program ve Donanimlar

Program ve Donanimlar kategorisindeki tüm yazılar

Nero nasil kullanilir?

Aralık 20, 2009 Tarihinde usluu Tarafından yayımlandı

NERO – BURNING ROM
Nero Burning ROM ise Ahead firmasının son yıllarda sıkı bir atakla CD-Writing Software camiasında büyük ses getirmiş ürünü. Gerçekten gerek desteklediği formatlar olsun, gerekse 123 sayfalık kullanım kılavuzuyla olsun bizleri büyüledi. Desteklemediği formatları araştırdık ama bulamadık. Özenle hazırlanmış, ciddi emek sarf edilmiş son derece profesyonel bir yazılım.

Özellikle desteklediği MP3’den AudioCD yapabilme özelliği ile göz doldurdu. Nero, Adaptec’in DirectCD programı ile bazı noktalarda anlaşamıyormuş, Nero’yu kurmak istediğimizde Biz bu DirectCD ile anlaşamayız bilesiniz ha!” şeklinde bir uyarıda bulundu ve DirectCD’yi sistemimizden uninstall etmeden programı kuramadık – ki bu da kullanıcı için çok güzel bir yaklaşım ve ne kadar başarılı bir yazılım olduğunu gösteriyor. Eğer kurulabilseydi belki de sistemimiz çorbaya dönecekti; teşekkürler Ahead!-

 Programın özelliklerini tam kapasite kullanmak istiyorsanız firmanın Web sitesinden (www.ahead.de) son sürümü indirmeli ve kurmalısınız.
Program iki bölümden oluşuyor, birincisi File Browser ismiyle müsemma Windows Explorer benzeri bir pencere ve CD’mizi kayıt edeceğimiz bir pencere olan ISO ismiyle tarif edilen bir pencere daha. Kayıt edeceğiniz dosyaları bu iki pencereden sürükle-bırak yöntemiyle yapabiliyorsunuz.
Programı çalıştırdığınızda sizi güzel arabirimli New Compilation adında bir sihirbaz (wizard) karşılıyor . Buradan ilk önce ne tür bir CD hazırlamak istediğinizi sorup uygun pencereyi karşınıza getiriyor. Gayet kolay, kullanışlı, amatör ve profesyonellere hitap edebilen ve kafa karıştırmayan bir arabirime sahip.
Programın bizce en önemli, rakiplerine fark atan özellikleri, MP3 dosyalarını desteklemesi ve sabit diskin backup’ını zahmetsizce hazırlayabilmesi.

DATA CD (VERİ CD’Sİ) HAZIRLAMAK

Programı çalıştırırız ve sihirbaz bizi karşılar, sol tarafta simgelerle belirtilmiş yerden CD-ROM (ISO)’yu işaretleriz. Sihirbazın Info, Multisession, File Options, Volume Descriptor, Dates, Burn isminde birkaç bölmesi var , kısaca bir bakış atalım.

Info: Adından da anlaşılacağı üzere bilgi verir. CD üzerine ne kadar bilgi yerleştirilmiş, ne kadar yer kalmış, file system nedir vb. bilgileri verir.

Multisession: Bu bölümde 3 seçenek var : Start Multisesison disk seçeneği yeni bir multisession CD hazırlamamıza yarar. Continue Multisesion Disk ile daha önceden bir kısmı yazılmış ve içinde bilgi olan Multisession bir CD’nin üzerine yeni bilgiler eklenebilir. No Multisession ile multisession olmayan bir CD hazırlanır

File Options:File/Directorynames Length, dosya isimlerinin uzunluğu belirlenir: ISO Level 1, 8+3=11 karakter uzunluğunu (klasik DOS), ISO Level 2 ise uzun dosya isimlerini destekler (toplam 31 karakter).
Format, CD formatını belirler: Mode1 veya Mode2-XA. Character Set, karakterlerin hangi sistem ile uyumlu olduğunu belirler, ISO9660 standarttır. Joliet, dosya sisteminin Unicode sisteminde isimlendirilmesini destekler. Relax ISO Restrictions bölümünde birinci seçenek alt alta 8 dizin şeması destekler, ikinci seçenek 255 karaktere kadar derinlik desteği verir

Volume Descriptor: Bu bölümde CD’ye vereceğiniz Label’ı belirleyebilir, kişiselleştirebilmek için çeşitli alanları doldurabilirsiniz.
Dates: İsterseniz dosyaların orijinal tarihlerini tutabildiğiniz gibi, isterseniz bu tarihleri zevkinize göre ayarlamaya yarar.
Burn: En önemli bölüm burası. Action kısmında 4 seçenek var:
Determine maximum speed: Bunun işaretlenmesi gerek, maximum hızı kendisi belirmesi açısından faydalıdır.
Simulation: Bu seçenek test etmeye yarar, eğer bir sorun çıkacaksa önceden tespit edebilir; işaretlenmeyebilir
Write: Yazma seçeneği; bu işaretlenmelidir, bence gereksiz ama seçenek olsun diye yerleştirmişler. Faydası: Bazen sadece test etmek isteyebilirsiniz; bunun için sadece Simulation seçeneğini işaretleyip Write’ı seçmemelisiniz.
Finalize CD: Bunu seçerseniz diski kapatır ve bir daha ekleme yapamazsınız. 650MB bilgiyi tek seferde yazacaksanız bu seçenek işaretlenebilir
Write Speed, yazma hızıdır; CD-Writer’ınıza göre belirleyin. Eğer TOC’i (Table of Contents) CD’nin başına yazmak istiyorsanız Write Method’un karşısındaki kutuyu işaretleyin ama bu durumda CD kapatılacaktır.
Number of Copies, kaç tane CD yazacağınızı belirler.
Options ksımı da şöyledir:
Cache Disk- and Networkfiles: Eğer network (ağ) üzerinden yazma yapacaksanız yazacağınız dosyaları kendi diskinize kopyalamaya yarar
Cache files smaller than …: CD yazmada küçük ebatlı dosyalar sorun çıkartabilir, çünkü çok miktadaki küçük ebatlı dosyanın hard disk üzerinden okunması harddiskin hızını düşürür, işte bu seçenek bu hız düşüklüğünün önüne geçmek için kullanılır.
Kısa bilgiler verdikten sonra gelelim uygulamaya,
1. Multisession bölmesinde Start Multisession Disk seçeneğini işaretleyin.
2. File Options bölmesinde, ISO Level 2, Mode1, ISO 9660, Joliet seçeneklerini işaretleyin.
3. Volume descriptor bölmesinde Volume Label kısmına istediğiniz bir ismi girin.
4. Dates kısmında bir değişiklik yapmanıza gerek yok.
5. Burn kısmında, Determine maximum speed – Write seçeneklerinin işaretli olması yeterli.
6. New düğmesine tıklayın.
7. Sağ tarafınızdaki File Browser kısmında istediğiniz dosyaları sürükle-bırak yöntemiyle CD Layout bölümüne yerleştirin. Sayfanın altındaki cetvelden ne kadar dolduğunu, ne kadar yeriniz kaldığını takip edebilirsiniz.
8. Bu işlem bitince File*Write CD seçeneğini işaretleyin ve çıkan pencereden Write düğmesine basın, CD’niz hazırlanmaya başlamıştır, bitince bir onay penceresi gelecek; ona OK deyin, iyi günlerde kullanın.

AUDIO CD (MÜZİK CD’si) HAZIRLAMAK
1. New Compilation penceresinde soldaki simgelerden AudioCD simgesine tıklayın.
2. Audio-CD kartındaki Title ve Artist bölümlerini doldurun, istemezseniz doldurmayabilirsiniz.
3. Burn kartındaki ayarlamaları yapın.
4. New düğmesine tıklayın Audio1 penceresi açılacaktır
5. Sabit diskinizdeki MP3 dosyalarını, WAV dosyalarını ya da AudioCD’den CDA tracklarını sürükleyin ve bırakın.
6. Bu işlem bitince File*Write CD seçeneğini işaretleyin ve çıkan pencereden Write düğmesine basın, CD’niz hazırlanmaya başlamıştır, bitince bir confirmation penceresi gelecek ona OK deyin, iyi günlerde dinleyin.

BOOTABLE CD HAZIRLAMAK
1. Öncelikle bir adet Windows 98 ya da 95 başlangıç disketi hazırlayın.
2. Başlangıç disketinizi disket sürücünüze yerleştirin.
3. New Compilation penceresinde soldaki iconlardan CD-ROM (Boot) icon’unu tıklayın.
4. Karşınıza Boot bölmesinde yandaki gibi bir görüntü gelecek, New düğmesiyle devam edin.
5. CD Layout’a eklemek istediğiniz dosyalar varsa oları da ekleyin ve File*Write CD komutuyla işlemi bitirin.

CD KOPYALAMAK
1. New Compilation penceresinde soldaki iconlardan CD-Copy icon’unu seçin.
2. Eğer bir CD-ROM’unuz ve bir de CD-Writer’ınız varsa ancak o zaman direk kopyalama yapabilirsiniz, bu durumda Copy Options kartında On the Fly seçeneğini işaretleyin.
3. Read Options’da bir değişiklik yapmanıza gerek yok; default’u neyse öyle kalsın.
4. Burn kartında Determine maximum speed ve Write seçeneklerinin işaretli olması yeterli olacaktır, ama eğer kopyalayacağınız CD’den şüpheleniyorsanız, yani çizik varsa ve okumada sorun çıkabilecekse o zaman Simulation seçeneğini de işaretleyip bir deneme atışı da yaptırabilirsiniz.
5. Copy CD düğmesine tıklayıp işimizi bitiriyoruz.
6. Aynı işlemi AudioCD yada DataCD kopyalarken aynı şekilde yapabilirsiniz.
SABİT DİSKİNİZİ YEDEKLEMEK (BACKUP)
Bu özellik NERO’yu rakiplerinin bir adım önüne çıkartıyor…
1. New Compilation penceresine cancel deyin
2. File*Burn HD Backup seçeneğini işaretleyin.
3. Important Information isimli bir pencere gelecek, okur gibi yapıp Proceed’i işaretleyin.
4. Karşınıza Choose the harddisk and partition to backup penceresi gelecek, buradan hangi harddiskinizin, hangi partitionunu yedeklemek istiyorsanız onu işaretlemeli ve OK’i tıklamalısınız.
5. Karşınıza WriteCD diyalogu geldiğinde Simulation haricindeki seçenekleri işaretleyin ve Write düğmesine tıklayın.
Bundan sonra Nero bir dizi işlem yapıyor ve harddiskinizin yedeklemesini gerçekleştiriyor.
CD YAZMA HAKKINDA HER ŞEY Adaptec Easy Cd Creator
Nero Burning Rom
CD yazıcısının nasıl çalıştığını anlayabilmek için önce CD’nin temel çalışma prensibini kavramak gerekir. CD’ler genellikle ayni yapıya sahiptir. Taşıyıcı kısmı oluşturan CD’deki kalın tabakadır. Çoğu üretici bu tabakayı Polikarbon’dan yapmaktadır. Bu taşıyıcı tabakanın üzerinde ise bilgilerin kaydedildiği kısım yer alır. Bilgilerin okunması sırasında lazer bu kısımdan yansır.
Bilgilerin yazıldığı kısımda koruyucu bir kaplama bulunur, bunun sayesinde hassas kısım UV ısınlarından korunur. Ayrıca bu kaplama CD’nin ön yüzünü de oluşturur.

Yazılacak dosyaların kodlanması
Yazılabilen kısım 0,05 ile 0,1 mikrometre arasındaki mikroskobik girintilerden oluşuyor. Derinliği 120 Nanometre olan bu girintilere pit denir.
Pit’ler arasındaki araya da yani tümsek kısma “Land” deniyor. Pit ve Land’larin yardımıyla iki dijital temel bilgi yani 1 ve 0 oluşmakta. Bu iki değer iki harften oluşan bir alfabeye benzetilebilir. Bu iki değerin kombinasyonları sayesinde bilgiler bir araya gelir.
Bu girintiler ve çıkıntılar, sarmal bir şekilde tüm CD’nin etrafında binlerce kez dönerek izler oluşturuyor. Bu izler okuyucu kafa ile takip ediliyor. Bilgisayarın bunca sarmalın içerisinde doğru bilgiye ulaşabilmesi için bu sarmalların başladığı yer olan “Lead-in” kısmında bir içerik listesi bulunmakta (TOC-Table of contents)

Lazerle okuma için kullanılan Teknik
Bilgilerin okunması lazer teknolojisi sayesinde gerçekleşiyor. Bu lazerin kafası bir motor sayesinde tüm CD yüzeyinde hareket ederek ve yari geçirgen bir aynaya lazeri yansıtıyor ve bu, lazerin sadece bir yöne (lazer kafasından CD’ye) doğru geçiş yapmasına izin veriyor.
Lazerin dalga boyu 780 nanometre. Bu tür dalga boyları infrared kategorisinde uzun dalga boyları olarak adlandırılır. Lazer isini lensten çıkarak 0,8 milimetre genişliğindeki taşıyıcı yüzeye yansır. Lazerin bilgileri saklayan yüzeye ulaşması için plastiği aşındırması gerekir ve bu 1,6 milimetre genişlemeye sebep olur.

Toz zerrecikleri lazeri rahatsız eder
Neden lazer isini direkt olarak yazma işlemini gerçekleştirmiyor hiç düşündünüz mü? Çünkü, daha geniş bir lazer isini kirli yüzeylerden veya çiziklerden çabuk etkilenmez ve okuma işlemini gerçekleştirebilir. CD yüzeyinde çizikler olduğunda bile 0,5 milimetreye kadar olan çiziklerde lazer isini yansıyabilecek kadar yer bulabilmekte ve veriyi okuyabilmektedir. Ancak mikrometre ölçülerinde bir lazer isini, CD yüzeyine geri yansıyacak olursa okuyucu kafa bundan etkilenecek ve bu da okuma hatalarına sebep olacaktır.
CD’de verilerin bulunduğu yüzey, lazer ışınını bir ayna gibi yansıtmaktadır. Ancak yüzeydeki Pit ve Land’ler sayesinde yansıma yüzeyi lazeri yönlendirir ve modüle eder. Böylece yansıyan isin geri gelirken değişmiş olur. CD sürücüsüne dönen, isin buradan tekrar yari geçirgen aynaya düşer ve buradan bir foto diyot’a yönlendirir ve burada gelen isin, iki farklı gerilimde (1 ya da 0) elektrik sinyallerine dönüşür ve bilgisayarın anlayabileceği veriler haline gelir.

CD yazıcılar kuvvetli, CD sürücüler zayıf lazerlerle çalışır.
Dış görünüş itibariyle CD Yazıcıları CD Sürücülerden ayırt etmek güçtür. İkisinde de CD çekmecesini açmak için bir düğme, ses ayarı için bir düğme ve birkaç da LED bulunur.
Aradaki ufak farklarsa iç kısımlarında yer alıyor. CD Sürücüler verileri okuyabilmek için düşük bir güç harcarken, CD yazıcılar veriyi CD’ye yazabilmek için daha güçlü bir lazere ihtiyaç duyar. Örneğin Bir CD-R, veriyi yazabilmek için 300 celsius’luk bir isi kullanır. CD-RW’ler ise 500 celsius’luk bir isi kullanır. Bunun 200 celsius’u verinin tekrar silinebilmesi için gereklidir.

CD-RW’ler, CD sürücüler arasındaki en gelişmiş teknoloji olarak dikkat çekiyorlar. Alışılagelmiş CD-ROM’lari okuyabiliyorlar ve CD yazabiliyorlar. Ayrıca yeniden yazılabilir CD’lere veri yazip silebiliyorlar. CD-R’ler her tip CD’yi okuyabilirken, sadece CD’lere veri yazabiliyor. Yeniden yazılabilir medyalarla basa çıkamıyorlar. Yakin zamana kadar CD-RW’ler CD-R’lerden pahalıydı. Fakat zamanla CD-R’ler silinerek yerlerini CD-RW’lere bırakmaya başladılar.

CD-ROM’lar içeriğinin değiştirilmesine imkan tanımaz
İçerisinde herhangi bir veri bulunan CD-ROM’larin yüzeyi metalden oluşur. Çoğunlukla alüminyum veya alüminyum kaplamadan oluşan CD’ler eğer biraz daha gümüşümsü bir görünüme sahipse, üretici pirinç kullanmış demektir. Bu işlem CD’ye altını andıran bir parlaklık veriyor. Metali istenilen mikrometre kalınlığına getirebilmek için önce CD önce ısıtılır ve sonra preslenir böylece istenen bilgiler bir daha değiştirilemez bir şekilde saklanır.

Bir kere yazabilen CD-R
Bir kere yazılabilen CD-R’lerde ise veri değiştirilebilir. Burada veri kısmı “dye” adi verilen organik renkli bir maddeden oluşuyor. Bu madde CD’nin de rengini belirtiyor. Bu madde çoğunlukla yeşil, mavi, ya da altın rengindedir. CD yazıcı, veriyi lazer ısınlarıyla yazıyor ve bu işlem sırasında 300 celsius’luk bir isiyla isin renkli yüzeye düşüyor, bu sayede bu kısımda bir derinleşme gerçekleşiyor, yani bir Pit oluşuyor. Pit’lerin oluşması Land’lerin oluşması anlamına da geleceği için böylece veriler CD yüzeyine yazılmış oluyor.

Bir kere yazılabilen CD-R’lere göre bu teknoloji CD-RW’lere veriyi yazıyor ve siliyor. CD-R’de olduğu gibi bunda da metal yansıtıcı bir yüzey üzerinde renkli bir kısım bulunmakta. Bu yüzeyde de veri kodlanmış halde saklanıyor. CD-RW’deki renkli kısım iki farklı tipi bir arada bulundurabiliyor: Kristallin ve Amorph. Kimyacılar kristalleşmeden katılaşan sıvılara amorph adini veriyorlar. Örneğin, Cam. Renkli tabakadaki amorph kısımları isini yansıtmadan geçirir. Geçen isik ancak metal kisimdan yansıyarak geri döner. Kristallin kısımlar ise lazer veriyi okurken yansıtır. Kristallin ve amorph iki farklı yansıtıcı yüzey oluşturur ve bu sayede dijital veriler birleştirilir. CD-RW’nin yazılması sırasında yazıcı renkli yüzeye yoğun lazer ışınları yollamaktadır. Bu esnada isi 500 celsius’u bulabilir. Bu işlemden hemen sonra renkli madde hemen soğumakta ve amorph bir duruma gelmektedir.

CD-R’daki gibi CD’yi eski haline döndürmek mümkün. Amorph bölgeler 200 celsiusa kadar tekrar ısıtıldığında daha yavaş soğuyarak kristalleşiyor ve veri siliniyor. Ve CD-RW tekrar yazılmaya el verisli hale geliyor. Bu silme işlemi sırasında CD’nin sarmal kalıbı da yok olmasın diye üreticiler şeffaf olan yüzeye bir de sarmal kalıbı basıyor ve bu sayede tekrar ayni sekilde CD’ye veri yazmak mümkün oluyor.

CD’lerde renk ve performansa dikkat
Çoğu CD 650MB kapasiteye sahiptir. Ancak bu değer günümüz ihtiyaçları göz önüne alınırsa artık büyük bir kapasite değil. Bazı diskler 655 hatta 700MB kapasiteye sahip olabilir. Bunların arasındaki fark sarmalların arasındaki açıklıktır. Üreticiler bu sarmalların arasındaki boşluğu daraltarak daha fazla sarmalı disk yüzeyine ekleyebiliyorlar. Yeni mevcut sürücülerin genellikle bu yeni CD’lerle bir sorunu olmuyor ancak eski sürücüler problem yaratabilir. CD-RW’lerde ise üzerinde yazan hiza dikkat etmelisiniz. Yazıcınızı destekleyen hızlardaki CD’leri almalısınız. Daha ayrıntılı bilgiyi CD’nin paketinin üzerinde bulabilirsiniz. Ayrıca CD’lerdeki renk farkları da kalitede rol oynar. Mavi ya da yeşil renkteki CD’ler ucuzdur ancak daha az dayanır (10 sene kadar). Ayrıca bu CD’lere Audio kayıt ettiğinizde bazı müzik setleri bunları okumakta zorlanabilir. Bu yüzden biraz daha pahalı olan ancak daha fazla dayanan (100 sene kadar) yeşil sari parlayan altın rengindeki CD’leri tercih edebilirsiniz.

CD YAZMAYA BAŞLAYALIM
Öncelikle sizlere yazımızda kullanacağımız birtakım kısaltmaları öğrenerek başlayalım yazımıza.
CD-Recordable (CD-R): Kaydedilebilir CD demektir. Standart olarak 650MB veri ya da 74 dakika ses barındırabilir. Sarı, yeşil, mavi gibi renklerde olur.
CD-ReWritable (CD-RW): Yeniden yazılabilir CD demektir, bu medyalara defalarca kayıt yapılabilir, format çekilip yeniden yazılabilir, bu sebepten ötürü yeniden yazılabilir CD ismi verilir. 650MB veri ya da 74 dakika ses barındırabilir. Koyu gümüş renginde olur.
CD-Recorder: CD yazımı olayının baş kahramanı, yani CD’yi yakan ya da yazan alet. Recorder diye tabir edilen bu aletler sadece CD-R’lara yazabilir, CD-RW’lara yazma kabiliyeti ve istidadı yoktur.
CD-Writer: Hemen üstte bahsettiğimiz CD yazıcı canavarının kardeşi ya da büyük abisi denebilir, bunlar CD-R’ların yanında CD-RW medyalara da yazabilir; çok kabiliyetlidirler, bu kabiliyetleri fiyatlarına da akseder bittabi ki.
Session: CD yazma oturumu demektir. İster CD-R isterse de CD-RW medyaya yazılmış olsun fark etmez, bir yazım seansı bu adla çağırılır.
CD-DA: Compact Disc Digital Audio’nun kısaltılmasıdır yani bildiğimiz Müzik CD’si. Genelde Stereo, 16bit, 44.1KHz frekansa sahiptirler ve kulağın duyabileceği en kaliteli müzikten 74 dakika barındırabilirler.
CD-ROM Digital Data: Standart data (veri) CD’si demektir. İçerisinde 650MB data saklanabilir. İki çeşidi vardır Mode1 ve Mode2. Mode1 içerisinde hata düzeltme kodları da içerir, standart bir moddur. Mode2 ise içerisinde hata düzeltme kodlarını içermez, genellikle sıkıştırılmış ses, video veya grafik dataları içerir.
CD-ROM XA: CD ROM Extra Architecture kelimelerini kısaltılmışıdır. Mode1 ve Mode2 standartları birleştirilerek yeni bir standart olarak karşımıza çıkmıştır. Data, ses, sıkıştrılımış ses, video, grafik ve diğer türlerdeki dataları içerebilir.
CD-I: CD Interactive kelimelerinin kısaltılmışıdır. TV’ye bağlanan CD-I Player’lar için icad edilmiş bir formattır.
VCD: Video CD yani piyasada çokça miktarda, hatta o kadarki neredeyse her köşede bulanabilen film CD’lerinin formatı. MPEG sıkıştırma yöntemiyle sıkıştırılmış 74 dakika video barındırabilir.
Photo CD: Fotoğraf görüntülerini saklamak için kullanılan bir formattır. TV’ye bağlanan CD-I sürücülerle, içerisindeki fotoğrafları TV ekranında izlemek için icad edilmiştir.
DAO: Disk At Once kısaltmasıdır. CD-R’ı ya da CD-RW’yi bir kerede yazmak demektir. TAO: Track At Once kısaltmasıdır. CD-R’ı ya da CD-RW’yi birkaç oturumda (session) yazma işlemi için kullanılır.
DAE: Digital Audio Extraction kısaltılmışı. Müzik CD’lerini WAV formatında hard diske kayıt işlemi bununla adlandırılır.
Session At Once: Müzik parçalarını ve dataları aynı CD’ye koymak istediğinizde yardımınıza koşan bir formattır. Kısaca DAO’nun farklı bir şeklidir. Bu metodda önce müzik parçaları tek bir seferde yazılır yazma işlemi kısa bir süre için durur ama disk kapatılmaz, hemen akabinde data yazılır ve disk ondan sonra sonlandırılır.
ISO-9660: Bir CD yazma standardıdır. Bu formatta dosya isimleri ancak 8+3 karakter uzunluğunda olabilir.
Joliet: ISO-9660 standardının geliştirilmişidir. Uzun dosya isimleri kullanma ihtiyacından dolayı türetilmiştir. Bu formatta dosya isimleri 64 karakter uzunluğunda olabilir.
MultiRead: OSTA’nın (Optical Storage Technology Association) CD-R ve CD-RW medyalar üzerindeki müzik ve data için belirlemiş olduğu bir standarttır.
Multisession: Bir CD-R ya da CD-RW medya üzerine birden fazla kez yazma metodudur.
Multivolume: Bir CD-R ya da CD-RW medya üzerine birden fazla oturum (session) yapıldığında bazen bu sessionlar birbiriyle bağlantılandırılmaz. Bu metoda verilen addır.
Packet Writing: CD-R ve CD-RW medyalara yazmak için kullanılan birden fazla yazma mantığına dayalı, CD medyayı sabit disk gibi kullanmaya yarayan metoda verilen ad. Bu metodda CD’ye sanki bir hard diskmiş gibi davranılabilir, istenilen bir anda birşey yazılabilir, silinebilir, tümden format atılabilir vs.
UDF: Universal Disc Format tabirinin kısaltılmışıdır. Packet Writing yöntemi ile yazılan CD-RW’lerin normal CD-ROM okuyucularda okunabilmesi için geliştirilmiştir.
Red Book: Bir tür kategorilendirme ya da kısaltma diyebiliriz CD-DA’yı ifade eder.
Yellow Book: CD-ROM, ISO9660/High Sierra, CD-ROM XA
Green Book: CD-I
Orange Book: CD-R, CD-RW, Manyeto Optik (MO) diskler
White Book: Photo CD, Video CD ve çeşitleri

CD YAZMAK İÇİN NELER GEREKLİ?
1-CD-Writer ya da CD- Recorder
2-CD-R veya CD-RW medya
3-Bir sabit disk (en az 10ms erişim süresine sahip olması önerilir)
4-Düzgün çalışan bir işletim sistemi (Windows 9x, Windows NT)
5-Elbetteki bir CD yazma programı

YAZILABİLİR MEDYALAR (CD-R, CD-RW)
CD-R ve CD-RW olmak üzere iki çeşittir.
CD-R, CD-Recordable tabirinin kısaltılmışıdır. Yazılabilir kompak disk demektir. Üzerine 74 dakika ses veya 650MB data kayıt yapılabilir. 80 dakika tek sefer diyoruz ama, multisession olarak da tek sefer yazılabilir. Kısaca silinip defalarca yazılamaz.
CD-RW, CD-ReWritable tabirinin kısaltılmışıdır. Yeniden yazılabilir kompakt disk demektir, aslında buna silinebilir kompakt disk desek daha doğru olur. Yüzlerce defa silinip tekrar yazılabilir. Aynen CD-R gibi muamele görebildiği gibi, aynı zamanda Packet Writing yöntemiyle bir sabit diskmiş gibi de davranabilir.

CD YAZICILAR (CD-WRITER, CD-RECORDER)
CD yazıcılar standart CD sürücülerden farklıdır. Özel bir laser ışını üretebildikleri için CD yazabilir ve tabiiki okuyabilirler. Günümüzde özellikleri 4x4x16 şeklinde ya da 4×8 şeklinde ifade edilir. 4x4x16 şeklindeki ifade o yazıcının 4 hızlı CD-R yazma, 4 hızlı CD-RW yazma ve 16 hızlı okuma özelliklerine sahip olduğuna delalet eder. 4x8x şeklinde özellikleri belirtilmiş bir yazıcının hemen CD-RW disklere yazamadığını anlarız ve 4 hızlı CD-R yazma ve 8 hızlı okuma özelliği olduğunu anlarız. Recorder ve Writer diye iki çeşidi vardır.
Recorder, sadece CD-R medyalara yazabilir, tüm formatları destekler tek eksiği CD-RW diskleri kullanamamasıdır. Writer, (ya da ReWriter) ise Recorder’ın tüm özelliklerini taşımakla birlikte ekstradan CD-RW medyalara yazabilme ve silebilme özelliğini taşır. Peki ne işimize yarar bu CD-RW yazma özelliği; Recorder işimizi nasıl olsa görmüyor mu, ne gerek var? CD-RW diskiniz varsa bunu (Adaptec Direct CD ya da muadili bir yazılımla) bir hard diskmiş gibi kullanabilirsiniz. Hatta bunu network (ağ) üzerinden share edip (paylaştırıp) başkalarının da yazmasına izin verebilirsiniz.
CD YAZMA METODLARI (ya da Yazılabilir CD Formatları)
Data CD – Audio CD – Video CD – Multisession CD – Bootable CD – Packet Writing

CD YAZMA PROGRAMLARI
Adaptec Easy CD Creator, Deluxe – Adaptec Direct CD – CeQuadrat ToGo – Gear
Nero Burning ROM – Adaptec UDF Installer – Clone Cd
(Biz bu incelememizde çok yaygın olduğu için Adaptec serisini ve Nero yazılımını kullandık.)
ADAPTEC EASY CD CREATOR ve ADAPTEC EASY CD CREATOR DELUXE Başa Dön
Adaptec firmasının üretmiş olduğu CD hazırlama programıdır. Kullanışlılığı ve kolaylığı dolayısıyla, en amatör kullanıcıdan profesyonellere kadar herkesin severek kullandığı bir programdır.
1) EASY CD CREATOR
CD-RW sürücüler ile en çok bundle olarak verilen programdır. Deluxe versiyonunun kırpılmış versiyonudur. CD Creator ve CD Copier Deluxe adlarında iki tane alt uygulama içerir. Bunlar nedir ve ne işe mi yararlar?
Easy CD Creator: Bütün CD formatlarında CD’ler hazırlamanızı sağlar. CD-R ve CD-RW diskleri kullanabilir. CD-RW diskleri silebilir, yeniden yazabilir. Program hakkında birkaç genel bilgi verecek olursak; programımız 3 ayrı pencereden oluşur. Birincisi (Data CD Layout) data CD’si (bildiğimiz veri CD’si) yazmak için kullanılan bölüm, ikincisi (Audio CD Layout ) Audio CD (müzik CD’si) yazmak için kullanılan bölüm, üçüncü bölüm ise (Jewel Case Layout) CD kapakları hazırlamak için kullanılır.
Her bir bölüm Windows Explorer ve CD Layout olmak üzere iki parçaya bölünmüştür, bunlardan üstteki bölüm sabit diskinizi ve sürücülerinizi gösterir, alttaki bölüm ise CD’nin içerisindeki bileşenleri gösteren bölümdür. Yazacağınız dosyaları yukarıdan aşağıya sürükleyip bırakarak kolayca hazırlayabilirsiniz. En altta ise CD Layout’unuzun kaçta kaçının dolu olduğunu gösteren bir cetvel vardır. Buradan kolayca kaçta kaçını doldurduğunuzu, ne kadar yeriniz kaldığını kolayca görebilirsiniz. CD Layout ile ilgili ayarları, yani CD’nin tipini, data özelliklerini File*CD Layout Properties’den ayarlayabilirsiniz.
CD Copier Deluxe: CD’den CD’ye birebir kopyalamak için kullanılır.Elinizdeki bir CD’nin aynını yapabilir. VideoCD, DataCD, AudioCD farketmez bütün formatları kopyalayabilir. İki bölümden oluşur: Birincisi Source and Destination bölümü ki bu bölümde hedef ve kaynak CD’ler belirlenir; Advanced başlıkla ikinci bölümde ise yazma hızı, image dosyası yapılıp yapılmayacağı belirlenir.
2) EASY CD CREATOR DELUXE:
Adaptec’in parayla sattığı ve içerisinde normal sürüme göre birkaç faydalı birkaç programcığın daha olduğu bir sürümdür. Easy CD Creator Deluxe, CD Copier Deluxe, Picture CD Creator, Session Selector, Sound Editor, Video CD Creator isimlerinde alt programcıklar içerir. Biraz açalım ve ne işe yaradıklarını görelim.
CD Creator Deluxe: Normal versiyonunun sahip olduğu özelliklerden fazla bir özelliğe sahip değildir. Aynı onun olduğu gibi bütün CD formatlarında CD’ler hazırlamanızı sağlar. CD-R ve CD-RW diskleri kullanabilir. CD-RW diskleri silebilir, yeniden yazabilir.
CD Copier Deluxe: CD’den CD’ye birebir kopyalamak için kullanılır. Elinizdeki bir CD’nin aynını yapabilir. VideoCD, DataCD, AudioCD fark etmez bütün formatları kopyalayabilir.
Picture CD Creator: Kodak Photo CD ve Corel Professional Photos disc’lerinde kullanılan formata uygun olarak fotoğraf CD’leri hazırlamak için kullanılır. Bu sayede TV’lere bağlanan CD-I cihazlarıyla da fotoğraflarınızı izleyebilirsiniz.
Session Selector: MultiSession yazılmış olan CD’lerde sessionları ayrı ayrı seçip CD’nin içeriğine ulaşabilmeye yarar.
Sound Editor: WAV müzik formatındaki ses dosyalarını düzenlemek için kullanılabilir, ses dosyalarına çeşitli efektler uygulanabilir, kesip yapıştırılabilir.
Video CD Creator: MPEG formatındaki videolarınızı VideoCD şeklinde hazırlamanıza yardımcı olur. Bu sayede TV’lere bağlanan CD-I cihazlarıyla da izleyebilirsiniz.

ADAPTEC DIRECT CD
Adaptec firmasının biz CD yazma canavarları için üretmiş olduğu süper programlar zincirinin ikinci halkasıdır. Bu yazılım Packet CD yazma yöntemini destekler, birlikte gelen sihirbazlar ile hayatımızı kolaylaştırır. İçerisinde üç tane küçük yazılım vardır: Programın kendisi olan Adaptec DirectCD, Adaptec ScanDisc ve CD-RW Eraser. Şimdi bunları inceleyelim isterseniz.
Adaptec DirectCD: CD-R ve CD-RW medyaları Packet Writing yöntemiyle yazmaya yarayan çok faydalı bir programdır. CD’yi bir kez formatladıktan sonra Windows Explorer’ı kullanarak sürükle bırak (drag’n drop) yöntemiyle istediğiniz dosyayı CD’ye yazabilirsiniz.
Adaptec ScanDisk: DirectCD ile formatlanmış CD’niz bazen dış etkenler tarafından bozulmuş olabilir, içindeki dataları okuyamayabilirsiniz, işte bu faydalı program vasıtasıyla CD’nizi inceleyip hatalarını düzeltebilirsiniz.
CD-RW Eraser: Yazılıp silinebilen CD-RW’ları silmek için kullanılır.

DATA CD (VERİ CD’Sİ) HAZIRLAMAK
Programı çalıştırdığınızda, önce karşınıza bir tane sihirbaz (wizard) gelir. Eğer isterseniz bu sihirbazı kullanabilirsiniz veya bu sihirbaza “cancel” deyip ayarlarını elle kendiniz yapabilirsiniz. Sihirbaz metodu yeni başlayanlar ve “abi ben anlamam ‘drag’n drop’tan; şurda yazacağımız bir CD, uğraştırma bizi” diyenler için.
İkinci yol ise (bana bu daha kolay geliyor, tercih size kalmış) önce programı açıp daha sonra Windows Explorer ile kayıt edeceğiniz dosyaları bulup ya kopyalayıp yapıştırmak (copy paste) ya da sürükle bırak (Drag’n Drop) yöntemini kullanıp sürükleyip programın içine atmak. İki yöntem de güzel bir şekilde çalışır, tercih size kalmış.
Diyelim ki buraya kadar geldiniz. Burada program penceresinde minik bir CD işareti görecek ve CD’ye yazmak isteğiniz dosyaları o pencerede göreceksiniz. Bu CD işaretinin yanında 10 rakamlı bir sayı göreceksiniz. O sayı program tarafından CD’nize verilen numaradır. İsterseniz onun üzerine fare ile gelip sağ tıklayarak rename (yeniden isimlendir) diyerek CD’nin ismini (Örneğin: Cin Ali) kendi zevkinize göre verebilirsiniz. Bundan sonra üst kısımda duran kırmızı noktaya tıklarsanız (ki Create CD – CD Yarat demektir) CD yazmak için son bir iki adıma gelmiş olursunuz. Küçük ve şirin kırmızı noktaya tıkladıktan sonra karşınıza bir menü daha gelir. Bu üç kısımdan oluşan menüde;
Birinci kısımda (GENERAL) CD Recorder’ınızın ismini görürsünüz (görmek zorundasınız yoksa CD Recorder’ınız yok, PC’nize tanıtılmamış demektir). Eğer birden fazla CD kayıt cihazınız varsa hangisiyle kayıt yapmak isterseniz listeden seçebilirsiniz.
Write Speed: Burada CD’nin yazma hızını ayarlarsınız. Teorik olarak 2X yazarsanız 37 dakikada, 4X yazarsanız 18.5 dakikada 650 MB’lık bilgiyi kayıt edersiniz. Ancak bu şartlara göre değişir.
Number of Copies: Kaç adet kopya istiyorsanız buradan ayarlamasını yapabilirsiniz. Ancak her kopya için CD takmak zorundasınız (keşke raftan CD alabilen CD Writer’lar olsa).
Options: Burada ise kayıt edeceğiniz CD’ye sadece test yapabilirsiniz (kayıt yapmadan); hem test hem de kayıt yapabilirsiniz; test mest yapmadan direk kayıt yapabilirsiniz. Burada dikkat edilmesi gereken husus: Test seçeneğini işaretlerseniz kayıt süresi 2 katına çıkar.
İkinci kısımda (ADVANCED) 4 tane seçeneğiniz var.
Track At Once: Audio CD lerde kullanılan bir özelliktir. Diyelim ki elinizde 4.5 dakikalık 5 adet müzik var. Ama 5 parça için de bir CD’yi tüketmek istemiyorsunuz. O zaman bu seçeneği işaretliyorsunuz ve önce 5 parçayı kayıt ediyorsunuz. Daha sonra (diyelim ki 2 ay) elinize başka güzel parçalar geldi onları da müzik CD’nize ekleyebiliyorsunuz. Ancak her şeyin bir bedeli olduğu gibi bunun da bir bedeli var. O da her kayıt ettiğiniz ‘session’un CD üzerinde bir yer işgal etmesi. Yani normal de 650 MB alabilen bir CD, iki ‘session’ olursa maksimum 640 MB bilgi alabiliyor. Yani ‘session’ araları CD üzerinde yer kaplıyor.
Close Session And Leave Disc Open: Session’ı kapat ama CD yi kapatma. Yani, ben bu CD’ye bir şeyler daha kaydetmek istiyorum. Ama elimdeki bilgiler 300 MB; kalanına da sonra bir şeyler eklesem olmaz mı diyorsanız. Bu seçeneği işaretleyin. Ama bir önceki paragrafta anlattığım her bir session’un CD üzerinde yer kapladığını ve kapasiteyi küçülttüğünü unutmayın!
Close Disc: Evet, elinizdeki data kaç MB olursa olsun CD yi kapatırsınız ve bir daha kesinlikle başka bir şey yazamazsınız; ister 1 MB ister 649 MB, fark etmez.
Disc At Once: Bu seçeneği işaretlerseniz data CD’lerinde TOC adı verilen ve CD’nin içinde neler olduğunu görmemizi sağlayan ‘Table Of Contents’i, yani içindeki dosyalar listesini CD’nin başına yazar.
Bu sayede CD’yi CD-ROM sürücüye yerleştirir yerleştirmez hemen okumaya başlar. Audio CD lerde ise parçalar arasındaki 2 sn’lik bekleme süresini ortadan kaldırır.
Üçüncü kısımda (SUMMARY) kayıt edeceğiniz CD hakkında teknik bilgileri görürsünüz. Cinsini, hangi formatta kayıt yapacağınızı, içindeki bilgilerin ne kadar yer kapladığını vb. bilgileri görebilirsiniz. Bundan sonra gerekli ayarlamaları yapıp OK düğmesine basarsanız CD kayıt etmeye başlayabilirsiniz.

AUDIO CD (MÜZİK CD’Sİ) HAZIRLAMAK
Öncelikle WAV formatındaki müzik parçalarını hazırlamak gerekir, WAV parçaları 44.1KHz, 16bit ve stereo olmalıdır ki gerçek Audio CD tadını alabilelim. Tam tamına 74 dakika müzik kayıt edebiliriz.
Audio CD’lerimizden Seçme Bir Audio CD Hazırlayalım.
Eğer elimizde iki tane CD-ROM’umuz varsa sorun değil, CD-Writer’ımıza CD-R diskimizi yerleştirir ve sırasıyla istediğimiz parçaların olduğu Audio CD’leri CD-ROM’umuza takar ve tek tek parçaları kayıt ederiz. Ama eğer böyle bir lüksümüz yok ise Easy CD Creator bize bu işlem için kolaylıklar sağlıyor. Bu durumda
AudioCD’lerimizi yine tek tek takacağız ama önce WAV formatında sabit diskimize kayıt edeceğiz. Elbette bu işlem için harddiskimizde en az 1GB boş yer olmalıdır. İşlem şöyle gerçekleşiyor: Audio CD yerleştirilir, üst bölümdeki Windows Explorer benzeri bölümden AudioCD’nin içine bakılır, istenilen trackler (müzik parçaları) aşağıdaki bölüme sürüklenir ve bırakılır, daha sonra parçalar işaretlenerek üzerine sağ fare tuşuyla tıklanır ve Prerecord WAV File seçeneği işaretlenir ve WAV dosyalarını kayıt edeceğimiz yer gösterilir ve tek tek isimler verilir. Burada Easy CD Creator bize tek tek parçaların isimlerini soracaktır siz istediğiniz gibi isim verin. Daha sonra işlem bittikten sonra WAV dosyalarını bulundukları yerden File*New CD Layout komutuyla açtığımız temiz layout’un içerisine sürükleyip bırakalım, File*Create CD komutunu çalıştıralım, karşımıza General – Advanced – Summary bölümlerinin bulunduğu CD Creation Setup gelir. General penceresinde yazma hızını Write Speed kısmından ayarlayın, Create CD seçeneğini işaretleyin, Advanced penceresinde 4 adet seçenek ile başbaşa kalırız bir anda. Şimdi bunlar ne manalara gelir, öğrenelim:
Leave Session Open: Eğer sabit diskinizde 1GB yer yoksa bu yöntemi kullanabilirsiniz, bunu işaretlediğinizde session (oturum) yazılır, ama kapatılmaz. Akabinde başka parçalar da yazıp en sonunda Session’u kapatabilirsiniz, böylece track’leriniz arasında boşluklar oluşmaz. Ama bu yöntemle yazdığınız AudioCD’yi sadece CD-Writer’ınızda dinleyebilirsiniz, müzik setiniz ve multi read özelliği olmayan CD-ROM’larınız bunu görmez.
Close Session and Leave Disc Open: Bu seçeneği işaretlediğinizde session (oturum) sonlandırılır ama disk kapatılmaz, yani CD-R’ınıza bir şeyler yazabilirsiniz ama eğer tam doldurmamışsanız kalan kısma başka bir session (oturum)da başka eklemeler yapabilirsiniz. Ancak CD’nizi yine yeni model müzik setleri ve MultiRead özelliği olan CD-ROM’lar okuyacaktır.
Close Disc: Bu seçenek ile CD sonlandırılır, kapatılır ve bir daha ekleme yapılamaz. Bence bu yöntemi kullanıp CD’nizi kapatacağınıza bir sonraki seçenek olan Disc At Once’ı seçin daha iyi, hem böylece her tür müzik seti ve CD-ROM okuyabilir.
Disc At Once: İşte gerçek AudioCD formatı budur. Yani müzik marketlerde aldığınız müzik CD’leri bu formata sahiptir. Bu yüzden her türlü müzik seti ve CD-ROM rahatça okuyabilir. Mümkünse AudioCD’lerinizi bu seçeneği işaretleyerek ve tek seferde yazın; zira diğer formatların hepsi trackler (şarkılar) arasına gereksiz 2 sn’lik boşluklar koyar ve çoğu müzik seti ve eski model CD-ROM’lar okuyamaz.
MP3 Parçalarını AudioCD olarak kaydedebilir miyim?
Elbette! MP3 bir tür sıkıştırma algoritmasıdır. Parçanın esası WAV’dır. MP3’ü de WAV’e çevirdiğinizde (yani decompress yaptığınızda) canavar gibi AudioCD’ler hazırlayabilirsiniz. Şöyle ki, önce hemen hemen her yerde kolaylıkla bulabileceğiniz Winamp yazılımı alırız, Ctrl+P tuş kombinasyonu ile ayarlar menüsüne gireriz. Audio I/O bölümüne geçeriz, burada Output Plug-Ins kısmında WaveOut Plug-In’i seçeriz ve Configure düğmesine tıklarız ki MP3’leri nereye açacağımızı bilelim. Ayarları tamamladıktan sonra istediğimiz MP3’leri Playlist yaparız (toplam 74dk) ve Play tuşuna basarız, işlem sonuçlanınca decompress ettiğimiz (oluşturduğumuz) WAV dosyalarını Easy CD Creator’un Audio CD Layout bölümünün içine sürükleyip bırakırız, sonra Advanced bölümünden Disc At Once’ı işaretlemeyi unutmayarak
AudioCD’mizi yazarız akabinde her tür CD çalıcıda (Player) afiyetle dinleriz.

VIDEO CD HAZIRLAMAK
VideoCD hazırlayabilmek için EasyCD Creator’un Deluxe veya yukarı bir sürümüne sahip olmalısınız. Kredi kartınızla www.adaptec.com‘dan edinebilirsiniz.
VCD Creator’u çalıştırdığınızda Adaptec’in diğer programlarında olduğu gibi bir Wizard (sihirbaz) güler yüzlü bir şekilde sizi karşılar ve hoşgeldiniz der . Bunu kullanarak adım adım ilerleyebilir ve zahmetsizce işlemleri tamamlayabilirsiniz. Şimdi adım adım beraber ilerleyelim. İlk karşımıza çıkan hoşgeldin ekranına şöyle bir bakıp, içimizden hoşbulduk dedikten sonra Next düğmesine basalım. Karşımıza gelen ikinci pencerede iki seçenek var.
Birincisi Simple Video Sequences, diğeri One Level Menu Structure. Bunlardan Simple Video Sequences’i seçerseniz hazırladığınız Video-CD’yi izlerken video klipleri ileri ve geri şeklinde seçebilirsiniz. One Level Menu Structure seçeneğini işaretlediğinizde ise bir menü vasıtasıyla kayıt edilmiş birden fazla video klipten birini seçebilirsiniz.
Next düğmesine basarak ilerliyoruz. Adding Play Items penceresinde Add düğmesine basarak eklemek istediğimiz MPEG-1 formatındaki PAL 352×288 25Hz sıkıştırılmış görüntüleri ekleyebilirsiniz; her görüntüyü eklediğinizde size görüntüyü izleme imkanı verecektir OK düğmesiyle onay vermelisiniz. Next düğmesiyle ilerleyin; Creating Play Sequence penceresini Next ile geçtikten sonra karşımıza gelen bu pencerede sıralama yapacaksınız, yani eklediğiniz görüntüleri sıraya dizeceksiniz. Next ile ilerleyeceksiniz; görüntülerin izleme sırasını da düzenledikten sonra playback yapıp son bir kez inceleme imkanına sahipsiniz. Kontrol edip Next ile ilerleyin , işte son pencereye geldiniz: Ready to Create CD. Karşınıza üç seçene çıkacak birincisi derhal CD’nin yazılması için; ikincisi Image File (görüntü dosyası) yaratarak yazmak için; üçüncüsü ise son bir kez kontrol etmek için. Biz “Create the CD Now” seçeneğini işaretleyerek ilerliyoruz. Bundan onra size takas dosyalarını (geçici dosyalar) kopyalayacağı bir yer sorabilir; bunun için uygun bir yer gösterin. En sonunda CD Creation Setup’a ulaştık; Create CD seçeneğini işaretleyip OK’e basarak işlemi tamamlıyoruz.
MULTISESSION CD HAZIRLAMAK
Adaptec Easy CD Creator ile bir data veya audio cd yazdığımızda, eğer CD Creation Setup’da Close Disc ya da Disc At Once seçeneklerini işaretlememişsek CD’miz MultiSession olur. CD’miz dolana kadar defalarca oturumlar halinde kayıt yapabiliriz. Bir oturumu (sesion) yazdıktan sonra başka bir zamanda CD’mize ekleme yapmamız gerektiğinde, CD’mizi CD-Writer’ımıza yerleştirip eski oturumu Import etmemiz gerekir. Eğer bir önceki oturumu Import etmezsek evvelden yazılmış olan bilgilerimize bir daha ulaşamayız. CD’mizi CD-Writer’a yerleştirip EasyCD Creator’u çalıştırdığımızda ilk yapacağımız şey Disc*Import Session olmalıdır. Daha sonra CD’mizde mevcut boşluğa datalarımızı ekleyebilir ve yazma işlemimizi gerçekleştirebiliriz.

BOOTABLE CD HAZIRLAMAK
Bu işlemi gerçekleştirebilmek için önceden bir Startup (başlangıç) disketi hazırlamamız gerekiyor. Çünkü Easy CD Creator boot bölümünü disketten okumak isteyecektir. Bir adet boş disketimizi sürücümüze yerleştirelim, Windows’ta Start*Settings*Control Panel*Add Remove Programs sekmelerini takip edelim ve karşımıza gelen Add/Remove Program Settings penceresindeki en son kartı seçelim. Startup diskimizi Create Disk… komutunu kullanarak oluşturabiliriz. Disketimizi oluşturduktan sonra Easy CD Creator’a dönelim, CD-R’ı CD-Writer’ımıza yerleştirelim ve File*CD Layout Proterties sekmelerini kullanarak CD Layout Properties’e girelim. Burada General bölmesinde yapacağımız birşey yok; isterseniz CD’nin ismini belirleyebiliriz ve süratle Data Settings bölmesine geçebiliriz. File System’i ISO9660 yapınca hemen altındaki BOOTABLE seçeneğinin aktif olduğunu göreceksiniz; onun yanındaki kutuyu da işaretleyin. Başka bir ayar yapmamıza gerek yok; hemen OK’i tıklayın. Başlangıç disketimizi sürücüye yerleştirmemizi bildiren bir mesaj gelecek; disketimizi yerleştirip bu uyarıyı onaylayalım. Reading Boot Information Please Wait.. uyarısını görünce arkamıza yaslanıp 30sn kadar bekleyelim; işlem tamamlandığında CD Layout’unda BOOTCAT.BIN ve BOOTIMG.BIN isminde iki tane dosya görmelisiniz. Bundan sonra CD’nize kopyalamak istediğiniz başka faydalı dosyaları ekleyebilir ve yazma işlemini tamamlayabilirsiniz.
Birkaç küçük not: Bootable CD’mizi sadece CD-ROM’dan boot’u destekleyen anakartlarla kullanabiliriz, boot edeceğimiz CD-ROM’un secondary master olması sorun yaşamamıza engel olacaktır, bazı anakartlarda BIOS ayarından CD’yi otomatik tanıtma moduna getirmek gerekebilir. Bazı yazılımlarda Windows 98 başlangıç disketinin sorun oluşturduğu rapor edilmiştir; özel olarak hazırlanıp içine CD-ROM’u tanıtıcı satırlar eklenen Windows 95 başlangıç disketi bu durumlarda düzgün çalışmaktadır.
PACKET WRITING
DirectCD sanılanın aksine Packet Writing işlemini sadece CD-RW medyalar üzerinde gerçekleştirmiyor. Bunu CD-R medyalar üzerinde de uygulayabiliyor. Programın belli bir GUI’si (arabirimi) yok. Sağ altta, araç çubuğundaki saatin hemen yanında küçük bir simge ile kendini belli eder. Özelliklerini buradan ayarlarız. Saatin hemen yanındaki minik ve şirin simgeye çift tıkladığınızda bir sihirbaz ile karşılaşırsınız. Bir CD-R ya da CD-RW medyayı Packet Writing yöntemiyle kullanabilmek için önce formatlamalıyız; sihirbazı ilerlettikçe bu seçenek karşınıza gelecektir. Adaptec bu format konusunda çok ileri gitmiş, eskiden 1 saat CD’yi formatlardık ve bu bayağı sıkıcı bir durumdu, şimdi Adaptec HP’nin geliştirmiş olduğu HP Fast Format yöntemiyle sizi sadece 5 dakika esir ediyor, sonra özgürsünüz; yazma ve silme yapabilirsiniz.
Aslında arkada diski formatlamaya devam ediyor, ama size çaktırmıyor. Diyelim ki diski formatlıyorsunuz ve makinenizi kapatmak istediniz; keyif sizin değil mi? DirectCD bu durumda bile formata kaldığı yerden devam edebiliyor, bu kadar güzel düşünülmüş ve özenle hazırlanmış bir yazılım.
Format penceresini geçtikten sonra CD’niz için sizden bir isim isteyecektir; buraya dilediğiniz bir isim girebilirsiniz. Finish komutunu kullandığınızda 5dk bir süre konfigürasyon olayını izleyeceksiniz sonra format arkada devam ederken CD üzerine yazma, silme ve okuma yapabilirsiniz (silme sadece CD-RW için geçerli).
Programın özellikler için araç çubuğunun sağındaki küçük DirectCD simgesine sağ tıklayın ve Properties sekmesini seçin. Karşınıza General*Settings*DirectCD Wizard bölmelerinden oluşan bir Properties penceresi çıkacak.
General bölmesinde CD’nin Label’ını (etiketini) görebilir, değiştirebilir, CD medyanın cinsini, kaçta kaçının dolu olduğuna dair bilgiler alabilirsiniz.
Settings bölmesinde CD-Writer ile ilgili bilgilere ulaşacaksınız, Current Read Speed – okuma hızını, Current Write Speed – yazma hızını gösterir.
DirectCD Wizard bölmesinde 6 madde karşımıza gelir. Bunlardan ilk ikisi CD-R disk’ler için kullanılır.
Enable standart CD-ROM compatibility: Bu seçenek standart CD-ROM gibi davranabilmesini sağlar;
Display the ‘Eject Disc’ wizard before ejecting a DirectCD disc: Diski çıkarmak istediğinizde bir onay penceresinin sizi uyarıp uyarmamasını ayarlar;
Display disc creation options upon insertion of blank media: Bu seçeneğin aktif olması yararlıdır, boş bir CD taktığınızda bir sihirbaz çıkarak size yardımcı olur;
Display the “DirectCD Disc Ready” notification…: “Diskiniz yazılmaya hazırdır efendim” tarzı bir uyarı ile sizi uyarsın mı uyarmasın mı?
Display Eject Notification: Diski eject ettiğinizde (çıkarttığınızda) bir uyarı penceresi ile sizi uyarmasını sağlar;
Display Adaptec DirectCD startup banner: Bilgisayarınızı açtığınızda DirectCD yüklenirken bir banner’ın size karşılayıp karşılamamasını belirler.
Format işlemi bittikten sonra Windows Explorer (Windows Gezgini) kullanarak güvenli bir şekilde yazma ve silme yapabilir, CD-RW medyanızı sanki bir harici harddisk gibi kullanabilirsiniz.
Alıntıdır..
www.dervisler.net

gress

Video formatları ve anlamları

Kasım 12, 2008 Tarihinde usluu Tarafından yayımlandı

Flim Formatları Hakkında Herşey

KAMERA (CAM)
Kamera, genellikle dijital kameralarla yapılan sinema çekimleridir. Kamerayı sabitlemek için bazen üç ayaklı sehpalardan kullanılır, ancak çoğu zaman bu mümkün olmaz ve dolayısıyla kamera sallanır. Ayrıca kameranın bulunduğu yere bağlı olarak ekran ortalanamıyabilinir, ve belli bir açıdan görüntüyü kaydedilir. Eğer düzgünce yerleştirilmişse, ekranda yazı olduğu için kesin birşey söylemek zor ancak çoğu zaman bunlar ekranın üstünde ve altında üçgen sınırlarla gözükürler. Ses ise, kamerayla tümleşik mikrofon aracılığıyla kaydedilir, ve özellikle komedi filmlerinde, film sırasında kahkahalar duyulabilir. Bu faktörler sonucunda görüntü ve ses kalitesi genellikle düşük olur, yalnız şansımız yaver giderse sinemayı boş bulabilir ve temiz ses sinyallerini alabildiğimiz bir çekim oluşturabiliriz.

TELESYNC (TS)
Telesync, harici ses kaynağı kullanması dışında (genellikle bu harici ses, insan seslerinden uzak olan bir yerden, koltuğun özel bir kısmından alınır) kamera ile aynı işlevi görür.. Doğrudan bir ses kaynağı, iyi kalite bir ses kaynağı olacak diye bir kaide yoktur, özellikle birçok arkaplan gürültüsünün sese karıştığını düşünecek olursak… Genellikle telesync, boş bir sinemada ya da profesyonel bir kamera yardımıyla projeksiyon odasından- ki böylece daha iyi bir görüntü kalitesi elde edilir- kaydedilir. Kalite, çekimden çekime oldukça farkedebilir; onun için tüm filmi indirmek yerine, önce örneğini indirin. Telesync’ler yüksek oranda etiketlendirilmemiş kameralardır..

TELECINE (TC)
Telesine makinesi, filmi dijital olarak makarasından kopyalar. Ses ve görüntü çok iyidir, ama gerektirdiği teçhizatı ve masrafı dolayısıyla telesineler pek yaygın değildir. Genellikle film, gerçek aspect oranında olacaktır, bununla beraber 4:3 telesineler de mevcuttur. Buna en iyi örnek geçen sene kaydedilen JURASSIC PARK 3 TC’dir. Telesine, film sırasında ekranda görüen bir zaman sayacı olduğu için zaman kodlamasıyla çakışmaz..

SCREENER (SCR)
Bir filmin promosyon amaçlı VHS kaseti, piyasaya çıkmadan önce dükkanlara ve diğer bazı yerlere gönderilir. Bir Screener, VHS kasedi formatındadır ve genellikle 4:3 (tam ekran) aspect oranına sahiptir. Bunun dışında geniş ekran olanları da bulunabilir. En büyük dezavantajı; ekranın altından geçen ve telif hakları ile kopya-yazılım ihbarı için telefon numarasının yazdığı mesajdır.. Ayrıca, eğer kasedin seri numarası ya da kasedin içine doğru bir çizgi var ise; bunlar genellikle siyah bir çizgi ile olmak üzere, o bölgenin üstü çizilerek bloke edilmelidir. Bu genellikle sadece birkaç saniyeliktir, fakat maalesef bazı kopyalarda bu olay tüm film boyunca sürer ve bazıları oldukça büyüktür. Kullanılan araç-gereçe bağlı olarak, screener kalitesi-eğer MASTER kopyasından yapılmışsa- mükemmel kaliteden, eğer kalitesiz malzemenin kullanıldığı eski bir VHS Kaydedicisi ile yapılmışsa düşük kaliteye kadar değişir. Çoğu screener VCD’e dönüştürülür, ancak bazı SVCD denemeleri de oldu ve bazıları VCD’ninkilerden daha kaliteli idi.

DVD-SCREENER (DVDscr)
Aynı şekilde screener’lardan bazıları DVD’ye dönüştürülür. DVD retail’lerin içerdiği bazı ekstralar dışında genellikle geniş ekrandır(widescreen). Uyarı mesajları her zaman siyah kısımda olmayabilir; dolayısıyla bu, izleme zevkini bölebilir. Rip edenin yeteneğine bağlı olarak DVD Screener’lar çok iyi kalitede olabilir.
DVD Screener’lar genellikle SVCD ya da Divx/XviD formatlarına dönüştürülür.

DVDRip
Piyasaya sürülen DVD’nin son kopyasıdır. Mümkünse bu, tekrar pre-retail(örneğin, Star Wars Episode 2) olarak piyasaya sürülür ve mükemmel kalitede olur. DVDRip’ler, SVCD ve DivX/XviD olarak yayımlanır.

VHSRip
Genellikle kaykay/spor videoları ve XXX gösterimleri olmak üzere retail VHS’den dönüştürülmüşlerdir.

TVRip
Tv programları; ya ağ üzeri (dijital kablo/uydu dekoderleri aracılığıyla cap edilenler daha uygundur) ya da gösterim öncesi -uydunun şebekeye programı birkaç gün önceden göndermesi(bazılarında titreşimler oluyor)- şeklindedir. ‘WWF Raw Is War’ gibi ekstra bölümler içeren bazı progamlar ve kamera/yorum testleri ayrıca rip dahilindedir. PDTV, dijital bir TV PCI kartından cap edilir, bu genellikle iyi sonuç verir, öyle ki bazı grupların bunları SVCD olarak yayınlama eğilimleri görülmektedir. Bütün VCD/SVCD/SivX/Xvid ripleri TV görüntüsüyle desteklenmektedir.

STV
“Straight To Video. Was never released in theaters, and therefore a lot of sites do not allow these”
Sinemalarda değil, yalnız DVD veya TV lerde gösterime sunulan filmlerdir. Örneğin Starship Troopers..

WORKPRINT (WP)
Workprint, henüz bitmeyen bir filmin kopyasıdır. Filmde eksik sahneler ya da müzikler olabilir. Kalite mükemmelden, çok kötüye kadar değişir.. Bazı Workprint’ler son baskısından oldukça farklıdır (Men In Black’te yaratıklar ve oyuncular olmaları gereken yerde değillerdi) ve diğerleri de ekstra sahneler içeriyor bile olabilir (Jay and Silent Bob). WP’ler, eğer ki iyi kalite bir kopyası edinilirse, koleksiyonda hoş bir ilave versiyon işlevi görebilir.

TVRip
Analog kaynakli TV-kartlari ile yapilmis kayitlar icin kullanilir.

DVBRip
Dijital kartlarla yapilan kayitlar icin kullanilmasi cok daha dogru olur
kalite nerdeyse DVDRip ile esdegerdedir. Bu yüzden TVRip ile DVBRip birbirine karistirilmamasi gerekir.

DVB
Digital video broadcast, türleri su sekildedir: DVB-S, DVB-C, DVB-T MPEGII olarak uydudan, kablodan hatta terestirik olarak bir cati veya oda anteni ile bizlere ulasir (DVB-T bazi Avrupa sehirleri icin gecerlidir) , rip olayini bir pci-karti ile inanilmaz bir sekilde kolaylastirir.

DivX Re-Enc
Divx re-enc, orjinalini VCD kaynağından alan ve ufak boyutta bir DivX dosyasına re-encode edilen filmdir. Çoğunlukla dosya paylaşanlarda görülür, ve bunlar genellikle ‘Film.İsmi.Grup(1of2)’ şeklinde etiketlenirler. Bu işi yapan gruplardan en bilinenleri; SMR ve TND’dir. Bunlar aslında, eğer bir filmin 200MB’lık kopyasına sahip olup olmama konusunda kararsız değilseniz tabi, download etmeye değmezler. Genellikle uzak durun.

Watermarks (Filigranlar)
Birçok film Asya Silver’ları ve PDVD’lerden gelir ve sorumlu kişi tarafından etiketlenir. Bu etiketleme genellikle bir harf/ilk harf veya genellikle köşelerden birinde bulunan küçük bir logo şeklinde olur. En meşhurları; “Z”,”A” ve “Glove” filigranlarıdır.

Asian Silvers / PDVD
Bunlar, doğulu bootlegger’ların çıkarttığı filmlerdir.. Genellikle bazı gruplar tarafından, kendileri adına çıkartmaları için satın alınırlar. Silver’lar çok ucuzdur, birçok ülkede mevcuttur ve yeni bir versiyonunu çıkartmak da kolaydır. Bu yüzdendir ki, şu anda bu işin içinde oldukça kişi var. Bunların çoğunluğunu ise birkaç dağıtımdan öteye gidemeyen küçük gruplar oluşturur.
PDVD’ler ise DVD’ye konulan şeyin aynılarıdır. Çıkartılabilir altyazıları vardır ve kalite olarak silver’lardan çok daha iyidirler. Normal bir DVD gibi rip edilirler, ancak VCD şeklinde dağıtılırlar.

FORMATLAR

VCD
VCD MPEG1 tabanlı bir formattır. Sabit , 1150 kbit bitrate’e ve 352×240 çözünürlüğe sahiptir. Genellikle düşük kalitede (KAMERA / TS / TC / VHS çekim / TV çekimi(analog) küçük boyut elde etme, tek cd’ye sığdırabilme amaçlı kullanılır. VCD’ler ve SVCD’ler süreye dayalıdır, yani bir diskin kapasitesinden daha büyük bir MPEG film gene de (süre sayesinde) 74 dakikalık bir CD’ye sığabilir.

SVCD
SVCD ise MPEG2 bazlıdır (DVD gibi) ve 2500kbit’e kadar değişken(variable) bitrate değerlerine izin verir, ayrıca 480×480 (NTSC) çözünürlüğe sahiptir, ve oynatıldığı zaman 4:3 görüntü oranını alır. Değişken bitrate’ten dolayı tek CD’ye sığacak uzunluk kesin bilinmemektedir, fakat genellkle 35-60 dakikanın bir CD’ye sığdığı görülmüştür. Değişken bitrate kullanarak SVCD yapımı sırasında çoklu geçişler (multi-pass) kullanılırması önemlidir. Belki yapım süresi uzar, fakat sonuç daha net olur.

XVCD/XSVCD
Basit bir şekilde kurallara uymayan VCD’lerdir. Daha yüksek birate ve çözünürlük değeri alabilirler, ama sonuçta durum VCD’yi oynatacak makinenin kapasitesine bağlıdır. XVCD’ler ortalıkta fazla görünmez, çünkü genellikle amacı internete yaymak değil de ev kullanımı için tercihtir.

DivX / XviD
DivX formatı multimedya platformları için tasarlanmıştır. İki codec kullanır: biri düşük hareket (low motion), öbürü ise yüksek hareket (high motion). Uzun süre önce yapılmış filmlerin çoğu low-motion olarak yaratılmıştır, ve high-motion da da problemler vardır. İki codec arasındaki değişimleri sağlayarak daha kaliteli sonuçlar elde edebilmek için SBC (Smart Bitrate Control-Akıllı Bitrate Kontrolü) adlı bir metod geliştirilmiştir. Çok yüksek işlem değeri ve karmaşık alogoritmalar ile yapıldığından dolayı DivX filmlerin DVD Player’larda çalışmaları şu an için mümkün değildir. Fakat bazı firmalar şu an DivX player ürünler üretiyor, hatta satıyorlar, fakat bu makineler de her yerde bulunmuyor. DÜZGÜN DivX’ler genellikle DVD’lerden rip edilmiştir ve bir CD’ye 2 saatlik iyi kalite DivX sığdırılabilir. Farklı türde codec’ler mevcuttur, en ünlüleri Divx ile XviD dir.

CVD
CVD, CVD ile SVCD’nin bir kombinasyonudur. Genellikle bir çok DVD Player tarafından desteklenirler. SVCD’nin MPEG’ bitrate’lerini destekler ama 352×480(NTSC) çözünürlüğü kullanır, çünkü yatay çözünürlük fazla önemli sayılmaz. Şu anda hiç bir grup CVD yayınlamamaktadır.

DVD-R
DVD-R, en popüler DVD yazma çözümüdür (DVD-RAM,DVD+R gibi farklı seçeneklerin arasından sıyrılır). Taraf başına 4.7 gb veri taşır, çift taraflı yazılabilir DVD’elr de mevcuttur, böylece tek diskte yaklaşık 10 GB taşınabilir. SVCD ‘nin MPEG2 görüntüleri DVD-R’a yazılıp izlenmeden önce dönüştürülmelidir. DVD’den DVD-R’a kopya yapmak da mümkündür, ama bazı durumlarda extralar/diller yer sorunu yaratmamaları açısından kaldırılır.

MiniDVD
MiniDVD ile cDVD, DVD formatının standart bir CDR/CDRW üzerinde olmasıdır. Yüksek çözünürlük/bitrate değerlerinden dolayı bir MiniDVD diskine 18-21 dakikalık görüntü yazılabilir, fakat bu format sadece birkaç oynatıcı tarafından desteklenir.

MKV
Matroska Video Avi /Ogm gibi bir dosya türüdür, RealMedia formatının çok geliştirilmiş şeklidir esasen. Tek dosyada altyazı, film cover vs. çoklu seçeneklerde kodlanabilir fakat, donanım DiVX lerde desteklenmez. Pek çok sitede de tavsiye edilmez, güçlü bir donanım gerektirir.

ÇEŞİTLİ BİLGİLER

Regional Coding (Bölgesel Kodlama)
Bölgesel kodlama; filmlerin Amerikan DVD’lerini alan insanların, kendi ülkelerinde bunları erken izlemelerini ya da Amerika-dışı distribütörlüğünü başka firmaların yaptığı eski filmlerin, Amerikan firmaları aracılığıyla ülkedışına *****ını engellemek için dizayn edildi.. Birçok playerın bölgesel kodlaması, bir çip aracığıyla ya da kumanda yardımıyla kaldırılabilir.

RCE
RCE (Bölgesel Kodlama Arttırıcısı), “Çok Bölgeli” player’lar yaratmak için dizayn edilmişti, ancak birçok hata oluştu ve üstesinden gelindi. Şu anda çok az sayıda film RCE kodludur ve bunlar da hiç tutulmazlar…

Macrovision
Macrovision, ticari DVD’lerin çoğunda bulunan kopya korumasıdır. Eğer DVD kopyalanırsa; VHS’nin analiz edemeyeceği sinyaller gönderilir -ki bu sinyaller sayesinde ekranda çizgiler gözükür ve görüntü karanlıklaşır. Kimi DVD Player’larda (örneğin Tescos’un Dansai 852’si) macrovision’un kaldırılabileceği gizli bir menü mevcuttur.

NTSC/PAL
NTSC ve PAL, dünyada kullanılan iki temel standarttır. NTSC PAL’dan daha yüksek framerate’e sahiptir(29fps-25fps) fakat PAL’ın daha yüksek çözünürlüğü vardır ve daha keskin görüntüler elde edilir. PAL sistemlerinde NTSC diskleri oynatmak, NTSC sistemlerinde PAL diskleri oynatmaktan çok daha kolaydır -ki bu İngilizler için iyi bir olaydır. RGB(Red-Green-Blue) destekli bir skart girişi; NTSC görüntüsünü çoğu yeni televizyonlarda tam renk olarak oynatacaktır, ancak bunu VHS kasedine kaydetmek için NTSC’yi PAL50′ye(çoğu DVD player’ın kullandığı PAL60 değil) dönüştürmek gerekecektir. Bu dönüştürmenin tam sonuç verebilmesi için; pahalı bir converter(200 pound ve yukarısı), tümleşik bir converter (Dansai 852/ bazı Daewoo’lar/ Samsung 709) ya da her formata kayıt yapabilen dünya standartlarında bir VCR’a gereksiniminiz vardır.

SÜRÜM DOSYALARI

RARset
Bu filmler RAR biçimindedir ve v2 (rar>.rxx) ya da v3 (part01.rar > partxx.rar) şeklindedirler.

BIN/CUE
.cue dosyasını notepad ile açın ve ilk satırda sadece dosya ismi dışında bir yazı yazmadığından emin olun. Sonra Nero ile cue dosyasını açın ve program bu dosyayı VCD/SVCD formatında yazacaktır. TVRip’ler MPEG olarak yayınlanırlar. Divx dosyaları ise sadece divx ve .avi şeklindedir.

NFO
NFO dosyası filmi yayınlayan grubun reklamını yapmak amacıyla film ile birlikte koyulur. Bu dosyada yayınlama hakkında genel bilgi, format, kaynak, boyut ve işe yarayabilecek bazı notlar bulunur. Bunlar aynı zamanda yeni üye alma ve grup için donanım istemek amacıyla da kullanılırlar.

SFV
Bunlar genel olarak site düzeyinde, her bir dosyanın upload edilip edilmediğini kontrol etmek için kullanılır. Ayrıca SFV, bütün dosyaların olup olmadığını veya CRC(Cyclic Redundancy Check) doğruluğunu kontrol eden insanlar için de kullanışlıdır. Bu dosyaları kullanabilmek için pdSFV veya hkSFV gibi programlar gereklidir.

USENET BİLGİ

Access (Giriş)
Newsgroup’lara girebilmek için news server’ına ihtiyacınız vardır. Birçok ISP(Internet Service Provider) bunu sağlar, fakat bu genellikle düşük geçerlilikte (dosyaların server’da bulunma süresi) ve düşük bütünlülükte (dosyaların tam olma sayısı) olur. En iyi hizmet için, premium bir news server’ı satın alınmalıdır. Bu server’lar aynı zamanda sık sık bandwidth(bant genişliği) sınırlaması koyarlar.

Software (Yazılım)
Binary newsgrouplarındaki dosyalara erişim yapabilmek için newsreader’a ihtiyacınız vardır. Birçok farklı reader bulunmaktadır ve hangisinin iyi olduğu tamamıyla kişisel tercihe kalmıştır. Xnews/ Forte Agent/ BNR 1/ BNR 2 şu ana dek en popüler olanlarıdır. Outlook da newsgroupları okuyabilir, ancak kullanılmaması tavsiye olunur.

Format
.rxx dosyaları gibi, .pxx/ .par şeklinde dosyalar görürsünüz.. Bunlar PARITY dosyalarıdır. Parity dosyaları usenet post’larında yaygındır, ve çoğu zaman bazı server’larda en az bir ya da iki bozulmuş dosya mutlaka bulunur. Parity dosyası rar setinde kayıp olan HERHANGİ BİR dosyanın yerini değiştirmek için kullanılır. Ne kadar fazla PAR dosyanız var ise, o kadar değiştirebileceğiniz dosyanız var demektir. Bu işlem için SMARTPAR isimli programa ihtiyacınız vardır.

ETİKETLER

PROPER (DÜZGÜN)
Bu işin kurallarına göre, kim ilk Telesync’i yayınlarsa yarışı o kazanır. Fakat eğer filmin kalitesi düşük ise diğer bir grup aynı filmin başka bir telesync’ini(ya da aynı kaynağın daha kalitelisini) koyar ve kopyalamayı önlemek için PROPER etiketini dosyaya ekler. PROPER, bu sahnedeki en öznel etikettir ve birçok insana göre PROPER’ın orijinalinden daha iyi olup olmadığı tartışılır. Birçok çaresizlik içindeki grup da, PROPER’ları sırf yarışı kaybetmemek adına yayınlarlar. PROPER’ın yayınlanma sebebi NFO’da mutlaka belirtilmelidir.

SUBBED (ALTYAZILI)
VCD olayında, eğer yayınlanan film altyazılı ise bu demektir ki altyazı film boyunca görüntüyle birlikte encode edilmiştir. Bunlar genellikle Malezya/ Çin/ Tayland dillerinde olur ve bazen ekranın büyük bir kısmını kaplayan iki farklı lisan birden olur. SVCD’ler değiştirilebilir altyazıları destekler ve bazı DVDRip’ler de değiştirilebilir altyazılarla yayınlanırlar. Bu olay, eğer mevcut ise NFO dosyasında belirtilir.

UNSUBBED (ALTYAZISIZ)
Eğer bir film altyazılı yayınlanmışsa daha sonra bunun altyazısız sürümü çıakrtılabilir.

LIMITED (SINIRLI)
Sınırlı bir film demek, filmin sınırlı sayıda sinemada oynandığı anlamına gelir. Bu sayı genellikle 250 sinemanın altıdır. Genellikle kısa filmler limited olarak yayınlanırlar.

INTERNAL (DAHİLİ)
Dahili bir sürüm birçok sebebe bağlı olabilir. Klasik DVD grupları çok sayıda DAHİLİ sürüm çıkartır, çünkü o filmde kopyalama olsun istemezler. Ayrıca düşük kalite sinema ripleri DAHİLİ olarak yapılır, ve bu; ya grubun prestijini düşürmemektendir ya da daha önce yapılan riplerin sayısı fazla olduğundandır. DAHİLİ sürüm, grupların üye sitelerinde normal bir şekilde bulunur fakat site yöneticilerinin izni olmadan başka sitelere aktarılamazlar. Bazı DAHİLİ sürümler filmin ismine ve popülerliğine bağlı olarak hala IRC/Newsgroup gibi yerlere düşüyorlar. Yılın başlarında insanlar Centropy’nin “dahili” sürümler çıkarttığından bahsediyorlardı. Bu da demek oluyor ki grup, filmleri sadece üyeleri ve site yöneticileri için yayınlıyordu. Bu, alışılmış bir tanım için farklı bir durum.

STV
Straight To Video(Direkt Video’ya) asla sinemalarda gösterilmedi ve bu yüzden birçok site bunları kabul etmezler.

ASPECT RATIO TAGS (ASPEKT ORANI ETİKETLERİ)
Bunlar widecreen(geniş ekran) için *WS* ve fullscreen(tam ekran) için *FS*dir.

RECODE
Recode; filmin önceden yayınlanmış versiyonunun, içindeki altyazıları kaldırmak ya da renklerini düzeltmek suretiyle TMPGenc’den filtre edilen versiyonudur. Daha iyi gözükürler fakat bunlar, grupların kendi kaynaklarını sağlama beklentileri yüzünden fazla dikkate alınmazlar.

REPACK
Eğer grup kötü bir rip yayınlamışsa, problemleri düzelten bir Repack yayınlarlar.

NUKED
Bir film birçok sebepten dolayı nuke edilebilir. Özel siteler kurallar çiğnendiği(”Telesync Yasak” olan yerlere telesync koymak) için nuke atabilir, fakat filmde oldukça büyük sorunlar var ise(20 dakikalığına sesin olmaması, 2.CD’nin farklı film/oyun çıkması) global nuke atılır ve bu dosyaları sitelerde dağıtan insanların kredileri düşer. Nuke edilmiş filmler hala p2p/usenet gibi kaynaklara ulaşabilir ama ilk olarak neden nuke edildiğini kontrol etmek akıllıcadır. Çünkü, eğer gruplardan biri birşeylerin ters olduğunu anlarsa, nuke’lerini geri talep edebilirler.
NUKE SEBEPLERİ : : Aşağıdaki liste bir filmin nuke edilme sebepleridir (Genellikle DVDRip için)

BAD A/R       : Kötü aspekt oranı. Eğer filmde karakterler çok şişman/zayıf gözüküyor ise.
BAD IVTC      : Kötü ters telesine. Framerate dönüştürme işlemi yanlış ise.
INTERLACED : Hareket halinde gözüken siyah çizgiler. Alan düzeni yanlış ise.

(Alıntı..)

Bilgisayarınızın Güvenliği

Mart 28, 2008 Tarihinde usluu Tarafından yayımlandı

creatifftorty077wc.jpgportların kontrolünden devam..
Yazımızda da belirttiğimiz gibi trojanlar açık olan portlar aracılığıyla diğer bilgisayar ile irtibat kurar. Artık neredeyse tüm yeni trojanların portlarını değiştirmek mümkün olmaktadır. Fakat trojan kullanmayı seven arkadaşlar genellikle port ve diğer ayarlarını değiştirmeden kullandıkları için default olarak trojanlar tarafından kullanılan portların bilinmesinde fayda var(en azından çok kullanılan trojanların). Peki sisteminizde tehlikeli bir port un açık olduğunu nasıl anlayabiliriz. Burada yine windows imdadımıza yetişiyor. Başlat-Programlar-MsDos komut istemi çalıştırılırsa karşımıza ms-dos ortamı çıkar. Burada

c:\\windows>netstat -an

yazıp enter a basarsanız o anda bilgisayarınızın iletişim halinde olduğu bilgisayar ile arasındaki kullanılmakta olan portlar ve ip numaraları gösterilir. (Portları kontrol için totostat adında bir programı tavsiye ederim. Netstat ile aynı işlemi yapıyor. Kullanımı daha pratik. Buraya <http://members.xoom.com/bayramaltun/totostat.zip&gt; tıklayarak download edebilirsiniz.)

Yukarıdaki şekilde yerel adres sizi, yabancı adres bağlantı kurduğunuz karşı bilgisayarı gösterir. Dikkat edersek 54321 ve 31337 numaralı portlar açık görünüyor. Bunlar kesinlikle bilgisayarda trojan olduğunun göstergesidir. 54321 schoolbus 31337 BO trojanın kullandığı default portlardır. Ayrıca aktif olan iki bağlantı var. Bunlardan ikisi de bir web sayfasına bağlı olduğumuzu gösteriyor. Şayet web sayfasına bağlanırsak karşı bilgisayarın kullandığı port olarak 80 (8080 de olabilir.), mail server a bağlanarak mailleri kontrol ediyorsak 110, ftp programı ile web sitemize dosya gönderiyorsak 21, telnet ile bağlantı kurmuş isek 25 numaralı portlar yabancı bilgisayarın açık portları olarak görünür. Bunun haricindeki portlardan yapılan(yabancı bilgisayarın portları) bağlantılar tehlikeli olabilir. Fakat ve Chat ve proxy istisnası var. Chat programı karşı tarafın 6667, 7000 gibi portlarını açabilir. Eğer internete bir proxy üzerinden bağlanıyorsak bağlantı yapılan bilgisayarın portu 1080 olarak görünebilir(tabi ki proxy istisna bir durumdur. Çoğu kullanıcı normal bağlantı kurar.)

Bir portun açık olması bağlantı kurulduğu anlamına gelmez. Yukarıda görüldüğü gibi 54321 numaralı port açık fakat yabancı adreste bir bağlantı görünmüyor. Bu o anda bağlantı olmadığını gösterir. 54321 numaralı porta bir bağlantı olduğunu görmüş olsaydık. Kesinlikle birisinin bilgisayara girdiğinden bahsedebilirdik.

BİLGİSAYARINIZIN KULLANDIĞI PORTLAR:

Port.zip <port.zip> dosyasını alarak öğrenebilirsiniz.(Dosyanın ismi üstüne tıklarsanız kopyalanmaya başlar. Dosya çok uzun olduğu için yazılmadı.)

TROJANLARIN KULLANDIĞI PORTLAR:

Aşağıda gösterilen port numaraları server dosyasının ayarları değiştirilmediği sürece doğrudur.

TROJAN İSMİ

KULLANDIĞI PORT

 
 

icqtrojana

4950

girlfriend

21554

 
 

bo

31337

ftp99cmp

1492

master paradise

40421

fire hotker

5321

sockets de troje

30303

executor

80

gate crasher

6969

hackers paradise

456

hack99 keyloger

12223

netspy

31339

net monitor

7300

subseven

1243-27374

invasor

2140

Wincrach 1.03

5742

Wincrach 2.0

2583

Silencer

1001

Devil

65000

Millenium

20001

Phineas

2801

Backdoor

1999

Evilftp

23456

Phasezero

555

Psyber Streaming Server

1509

SSTROJG

11000

Voice Client

1514

Netbus

12345-20034

Schoolbus

54321

MAİL BOMBALARI:

İnternet ortamında mail hesabının olması olmazsa olmaz şartlardan birisi. Ne varki insanların rahatı onları rahatsız eden kötü niyetli kişiler tarafından yazılan mail bomber lar ile mail hesabınız işleyemez hale gelebilir. Sahip oldukları bir mail bomber programı ile istediği mail hesabına sayısı oldukça yüksek mail gönderebilirler. Mail göndermenin ne zararı olabilir diyebilirsiniz. Fakat mail hesapları belli bir kapasiteyle sınırlıdır. Mesela 5 Mb kapasiteye sahip mail hesabınıza her biri 20 Kb lık 300 e-mail gönderilmesi durumunda hesabınız çalışamaz durumu gelecek ve size gelen mailler yerine ulaşamayacaktır.

Bu operasyonun zarar vermek isteyen kişiye kaybettirdiği zaman ise sadece yarım saattir. O yarım saat sörf yaparken aynı zamanda program size mailleri gönderecektir.

NÜKELER:

Windows işletim sistemi (özellikle Win 95) aslında sanıldığı kadar kusursuz değildir. İşte nuke diye bilinen programlar işletim sisteminizin bu açıklarını iyi bilen ve sürekli yeni açıklar bulmaya çalışan programcılar tarafından yazılan programlardır. Çeşitleri bir hayli fazladır. Özellikle win 95 işletim sistemini tehdit ederler. Mavi ekran hataları sonrası sisteminizin yeniden başlatılması, hattınızın kopması(şu an çok popüler olan ve modem resetleyici diye bilinen nuke çeşitlerine karşı ise korunma neredeyse imkansız) ya da internette sörf hızınızın yavaşlamasına sebep olan değişik bir çok çeşidi vardır. Hatta çoğu kullanıcı sürekli hattan düştüğünü ve bunun nedeninin internet servis sağlayıcısı olduğunu zanneder. Gerçekte işler biraz farklıdır. Bunu anlamanın en kolay yolu ise firewall(aşağıda anlatılacak) diye bilinen programlardan birinin sisteminize kurularak saldırılara şahit olmanızdır. Hatta işin boyutları o kadar büyümüştür ki. Nuke programları temin eden sitelerden bazıları işin çığırından çıktığını fark ederek bu işi yapmaktan vazgeçmiş, hatta koruma yollarını anlatmaya başlamışlardır. Bilgisayar kullanıcılarının büyük bir çoğunluğu internette güvenlik meselesinin halâ lüks olduğunu zannetmektedirler. Hedef kitle ise bu çoğunluktur. Aşağıda anlatılacak tekniklerin uygulanmasıyla internette rahatça sörf yapabilecek yapılan saldırıları çoğunlukla emin olarak tebessüm ederek seyredeksiniz. Nukelerden yüzde yüz korunmanın bir yolu yoktur. Fakat güvenlik için uygulanacak teknikler sayesinde büyük çoğunluğu bertaraf edebilirsiniz. Hatta nuke atanların çoğu işin teknik detayını bilmeden ellerindeki nuke programını kullanan liseli öğrencilerdir.

VİRÜS:

Virüsler bilgisayarınızda sizin isteğiniz dışında çalışarak zarar veren programlardır. İnternet dünyasının gelişmesiyle yayılma hızları da bir hayli artmıştır. Boot sektöre bulaşarak orada yaşayanlardan, programlara kendini enjekte edenlere, FAT da bozuk sektör göstererek hard diskinizde kendine yer sağlayanlara kadar bir çok çeşidi vardır. Bulaşma yolları ise aynıdır. Virüs bulaştırılmış herhangi bir disketi okumanız veya yine virüslü bir programı çalıştırmanız durumunda kendisinin önceden belirlediği saklanma stratejisine göre(az önce bir kaçını sıralamıştık.) bilgisayarınıza bulaşarak aktif hale geçebilir.( Sisteminizde kurulu bir virüs tarama programınız var ise bulaşma anında anti virüs yazılımınız aktif hale geçerek sizi uyarır.) Aktif hale geçen virüs programı ise gelişen şartlara göre sisteminize zarar verebilir. Gelişen şartlar diyorum çünkü, Dos 6.22 li işletim sistemlerinin kullanıldığı zamanlarda kullanılan zarar verme teknikleriyle şu an kullanılan teknikler sayıca biribirinden farklıdır. Mesela modemlerin yaygın olduğu günümüzde modeminizi kullanarak milletler arası arama yapan ve yüklü telefon faturalarının gelmesine sebep olan virüs çeşitlerinin eskiden olmasına imkan yoktu çünkü modem fazla kullanılan bir donanım değildi. Virüslerden korunmanın en iyi yolu ise Anti-virüs yazılımlarını kullanmanız ve şüpheli bulduğunuz programları mümkün oldukça sisteminize kopyalamamanızdır. Şayet yine de sisteminize bir virüsün girmesine mani olamamış iseniz. Bilgisayarınızı Dos ortamında çalıştırarak virüsleri bulup yok etmeye çalışabilirsiniz.(Norton ve Mcaffee programlarının Dos ortamında çalışan parçaları mevcuttur.)

Bilinen en iyi anti virüs yazılımları Norton ve Mcaffe programlarıdır. Fakat bunlardan Mcaffe sistemi diğerine göre daha fazla yavaşlattığından dolayı benim tercihim Norton un anti-virüs yazılımıdır.(Norton 5.0 ve Mcaffee 4.0.5 programlarını cracklı hali ile Download bölümünden alabilirsiniz.) Virüs tarama programları sadece virüslere karşı etkili değildir. Aslında isimleri anti-virüs yazılımları olsada daha sonra açıklayacağımız trojanlara karşı da bilgisayarınızı korurlar. Anti-virüs yazılımları sisteminizi korurken iki yöntemi kullanır. Normal olarak her virüsün bir bilgisayar kodu vardır. Virüs tarama programları bir dosyayının virüslü olup olmadığını veri bankasında bulunan, bilinen virüs kodlarıyla, kontrol ettiği programın kodlarını kontrol ederek yapar. Şayet kontrol ettiği programın kodu virüs tarama programımızın veri bankasında bulunan virüs kodlarından birini içeriyorsa program virüslü kabul edilir. Yazılanlardan da anlaşıldığı gibi virüs tarama programımızın veri bankası ne kadar zengin ise virüs ve trojanlara karşı da o kadar rahat olabiliriz demektir. İş te bu noktada virüs tarama programımızın veri bankasını güncellemek son derece önemlidir. Eski veri bankasına sahip bir anti-virüs programının size pek bir faydası olmaz. Anti-virüs yazılımlarının kullandığı ikinci yöntem biraz farklıdır. Diyebilirsiniz ki anti-virüs yazılımı ne kadar güncellenirse güncellensin. Sonuçta bir yerlerde birilerinin yazdığı virüs ve ya trojanlar anti-virüs yazılım şirketlerinin veri bankalarına dahil olmadan bize bulaşabilirler. İşte anti-virüs yazılımlarının kullandığı ikinci teknik bu endişe düşünülerek tasarlanmıştır. Bu yönteme göre virüs veya trojanlar bilgisayar sistemlerinde benzer davranışlar sergilerler. Mesela diskete yazma ve okuma işlemlerini gerçekleştiren interruptı kontrol ederek herhangi bir disk veya disket okunmaya başlandığında aktif olarak kendini disk ve ya disketin boot sektörüne bulaştıran boot sektör virüsleri gibi bir çok virüsün hayatlarını devam ettirebilmeleri için benzer davranışları sergilemesi gerekir. İşte bu davranışlar bilindiğinde virüslerin kodları olamasa da virüs davranışı sergileyen programlar tesbit edilerek yakalanır. Sonuç olarak sahip olduğunuz iyi bir virüs tarama programı sayesinde (aynı zamanda sürekli güncellenen) virüslerin saldırısından büyük çoğunlukla korunmuş olursunuz.

ŞİFRELEME:

İnternet dünyasında şifre kullanımı oldukça yaygındır. Mail alırken, site kurarken, internete bağlanırken ya da herhangi bir şekilde güvenliğimiz için bir çok güvenlik şifresi kullanmak zorunda kalırız. Fakat bizim için oldukça önemli olan şifrelerimiz şayet yeterince güçlü (az sonra açıklanacak) değilse başkaları tarafında bulunabilir ve bu da bizim için pek de iyi olmayabilir. Örneğin mail hesabınıza ait şifreniz şayet 4 basamaklı rakamlardan oluşuyorsa, şifrenizin çözülmesi için yaklaşık 15 dk sürecektir(tabi mail server ın hızına da bağlı). Şayet şifreniz 5 basamaklı bir sayı ise yaklaşık 90 dk içinde şifreniz bulunacaktır.(tabi bu arada mail hesabınızın user name ini hesaba katmıyoruz, çünkü çoğunlukla mail hesabındaki isim olacaktır.). Şonuçta doğru orantılı olarak 6, 7 ya da 8 basamaklı sayıların ne kadar zamanda çözülebileceği malum. Şonuç olarak şifreniz güçlü değilse isteyen birisi biraz azimle buna ulaşabilir. Gelelim güçlü şifre işine. Güçlü kabul edilen şifreler içerisinde büyük, küçük harfler, rakamlar ve özel işaretler olan şifrelerdir. Şayet şifreniz b iraz önce saydığımız farklı gruplardan elemanlarla oluşmuş ise çözülmesi neredeyse imkansız güçlü bir şifredir.

FİREWALL:

Firewall diye bilinen programlar, bilgisayarınızın portları ile internet arasına yerleşerek yapancı veya sizin onaylamadığınız girişimlere mani olurlar. Özellikle bilgisayarınızda bir trojan var ise bile firewall sayesinde, trojan ile başkalarının size ulaşmasını önler. Biraz önce söylemiştik, firewall virüs veya trojan bulmaz sadece internete giriş kapılarınız olan portların önünde durarak istemediğiniz giriş ve çıkışlara mani olur. Bu durumda haberiniz olmadan bilgi girişi veya çıkışı olmaz. Tüm kontroller sizin elinizdedir. Tabiiki iş bu kadar kolay değil bu programların da bir takım ayarlamaları var fakat bu ayarlamaları öğrendikten sonra geriye sadece saldırıları gülerek seyretmek kalıyor. En iyi bilinen firewall programları Norton İnternet Security 2000, Conseal Pc Firewall ile Black İce dır. Fakat bunlar ücretlidir. Ücretsiz olan Zone Alarm programı da vardır. Ayrıca Firewall programlarında saldıran kişinin ip numarası da yazıldığı için karşı atak için kullanılabilir.
www.dervisler.net

Windows Vista’dan sonra windows 7

Şubat 27, 2008 Tarihinde usluu Tarafından yayımlandı

duvar_kagitlari-199.jpg

Vista’dan sonra “Windows 7”
Windows Vista ile daha yeni tanıştık ama şimdiden bir sonraki Windows hakkında tartışmalar başladı.

Aslında Vista sonrası Windows hakkındaki tartışmalar yıllar önce başlamıştı. Ancak herkesin odak noktası Vista olduğu için fazla ilgi görmüyordu. Vista’nın çıkmasıyla birlikte dikkatler bir sonraki Windows’a kaymaya başladı.

Önceleri Blackcomb kod adını taşıyan yeni Windows daha sonra Vienna olarak adlandırılmıştı. Microsoft’un belirlediği son isim ise Windows 7… Microsoft’tan konu ile ilgili bir açıklama yapılmamasına karşın, Windows 7’nin 2010 ile 2012 arasında bir tarihte satışa sunulması bekleniyor.

Vista aslında ara ürün olacaktı

Aslında Vienna, eski adıyla Blackcomb, 2000 yılında Windows XP’nin halefi olarak duyurulmuştu. Windows Vista ise ikisinin arasında, radikal değişiklikler içermeyen bir ara ürün olarak düşünülmüştü. Ancak özellikle işletim sisteminin güvenliği üzerindeki uzun süren çalışmalar nedeniyle yaşanan önemli gecikmeler, Vienna’nın ileri bir tarihe ertelenmesine ve Vista’nın bir ara ürün olmaktan çıkıp, XP’den çok farklı yeni bir ürün olarak sunulmasına yol açtı. Bahsi geçen ara ürünün yerine ise XP Service Pack 2 yayınlandı. Diğer taraftan, Vista ile Windows 7 arasında ise Fiji kod adlı kapsamlı bir Service Pack (Servis Paketi) yayınlanması bekleniyor.

Tüm farklılığına rağmen Vista, yeni bir Windows sürümü ve alışılmış pek çok Windows özelliğini bünyesinde barındırıyor. Buna karşın Vienna, yeni adıyla Windows 7, PC ile kullanıcı arasındaki etkileşimi yeniden tanımlamayı vaat ediyor. Windows 95 ile birlikte tanıştığımız Başlat sistemini içermeyen tamamen yeni bir arayüzün, Windows hakkında bildiğimiz her şeyi değiştimesi bekleniyor. Pie Menu, Windows Power Shell (monad), WinFS, Windows Live entegrasyonu ve daha pek çok özelliği sıkça duyacağız artık. Gerçi bu özelliklerin bazıları geçmişte Vista için de telaffuz ediliyordu. Bu nedenle, Fiji ile birlikte bunların bir kısmının sunulması mümkün olabilir.

İlginin Vista’dan başka bir yöne kaymasını engellemek için, Microsoft şimdilik Windows 7 konusunda bir açıklama yapmıyor. Ancak bir süre sonra çeşitli ipuçlarının açığa çıkması bekleniyor.

CHIP..

Msn Massenger virüs saciyor!!

Temmuz 30, 2007 Tarihinde usluu Tarafından yayımlandı

duvar_kagitlari-199.jpg


MSN Messenger virüs yayıyor

Bugün sabah saatlerinde aktif olmaya başlayan, henüz kimliği bilinmeyen bir virüs, MSN Messenger adlı sohbet programından yayılmaya başladı. Pek çok kullanıcının bilgisayar sistemine zarar verdiği bildirilen bu virüs, kişilerin listesindeki diğer insanlar tarafından gönderiliyor.

Listenizdeki kişilerden gelecek türü bilinmeyen dosyaları bilgisayarınıza kaydetmemeye özen gösterin.

Sistem klasörlerine sızıyor

Bilgi Teknolojileri Güvenliği Danışmanı Ömer Kurtulmuş’tan aldığımız bilgiye göre, MSN Messenger listesindeki kişilerden gelen transfer aslında dosya değil, bir İnternet linki. Çoğunlukla gelen link ve dosyalar “pif” ve “scr” uzantılı oluyor. MSN üzerinden yayılan bu virüs için antivirüs firmaları saat 14:00 itibariyle güncel virüs imza dosyalarını dağıtmaya başladılar. Daha bu virüsten etkilenmemiş olanların antivirüs yazılımlarını güncellemeleri en önemli tedbir olacaktır. Yeni virüs tanım dosyalarında bu virüs, Serflog.A, Kelvir.B, Fatso.A vb. isimlerle tespit ediliyot.

 

Gelen dosya değil link

Bu virüs, MSN Messenger üzerinden kontakt listenizde yer alan kişilerden bir dosya veya İnternet sayfası link’i olarak geliyor. Kullanıcı bu linke tıkladığında virüs dosyası hemen aktif olmuyor, fakat gelen dosya çalıştırıldığında aktif oluyor. Bulaştığı anda o bilgisayardaki MSN kayıtlarında yer alan herkese söz konusu link’i gönderiyor. Bu durum tespit edildiğinde ilk yapılacak işlem bilgisayarın İnternet bağlantısını kesmek olmalıdır. Böylelikle başka birine virüsün yayılması engellenmiş olur.

 

Adım adım temizleme rehberi

E-Antivirüs yazılımları güncellenmeden virüs bulaşan PC’lerde artık otomatik güncelleme özelliği çalışmayacağından, virüsün elle silinmesi gerekiyor. Eğer İnternet’ten bir temizleme programı indirilip kullanılacaksa, MSN messenger programının çalışmadığına emin olunmalı.

 

Elle temizlemede izlenecek yöntemler ise şunlar:

1. Bilgisayarınızı restart edip güvenli kipte açın (Açılış anında tuşuna basarak güvenli kipi seçebilirsiniz.)

2. Başlat menüsünden “çalıştır” (run) sekmesini tıklayıp açılan pencereye “regedit” yazarak enter’a basın.

3. Regedit programı içinde aşağıdaki alt anahtarları inceleyin ve bunlar içinde virüsle ilgili eklenmiş yeni kayıtları silin:

HKEY_LOCAL_MACHINE\SOFTWARE\Microsoft\Windows\CurrentVersion\Run

HKEY_LOCAL_MACHINE\Software\Microsoft\Windows\CurrentVersion\RunServices

HKEY_LOCAL_MACHINE\SOFTWARE\Microsoft\Windows\CurrentVersion\policies\Explorer\Run

HKEY_CURRENT_USER\Microsoft\Windows\CurrentVersion\Run

HKEY_CURRENT_USER\SOFTWARE\Microsoft\Windows\CurrentVersion\policies\Explorer\Run

Yukarıdaki kayıtlar içinde “serpe”, “avnort”, “ltwob” gibi tanımlar var ise sisteminiz virüsten etkilenmiş ve her açılışta kendisini tekrar çalıştırıyor demektir. Bu tanımları silin.

 

4. “Bilgisayarım”ı açtıktan sonra “araçlar”dan dizin seçenekleri menüsünü açın ve görüntü bölümündeki “gizli dosyaları göster” seçeneğini seçin ve bilinen dosya tipleri için dosya uzantısını gösterme seçeneğindeki işareti kaldırın. Böylelikle virüs’ün sistem içinde gizli dosya olarak kopyalanmış türevlerini görebileceksiniz.

 

5. Aşağıdaki dizinlerde isimleri verilen dosyaları bilgisayarınızdan silin.

C:\windows\system32\formatsys.exe

C:\windows\system32\serbw.exe

C:\windows\msmbw.exe

C:\Crazy frog gets killed by train!.pif

C:\Annoying crazy frog getting killed.pif

C:\See my lesbian friends.pif

C:\LOL that ur pic!.pif

C:\My new photo!.pif

C:\Me on holiday!.pif

C:\The Cat And The Fan piccy.pif

C:\How a Blonde Eats a Banana…pif

C:\Mona Lisa Wants Her Smile Back.pif

C:\Topless in Mini Skirt! lol.pif

C:\Fat Elvis! lol.pif

C:\Jennifer Lopez.scr

C:\lspt.exe

C:\Documents and Settings\\Local Settings\Application Data\Microsoft\CD Burning\autorun.exe

C:\British National Party.jpg

C:\Crazy-Frog.Html

C:\Message to n00b LARISSA.txt

 

6. C:\Windows\System32\Drivers\etc altındaki hosts dosyasını edit edin ve 64.233.167.104 veya benzeri IP adresleri için yeni tanımlanmış adres bilgilerini silin.

Örnek içerik:

64.233.167.104 www.symantec.com

64.233.167.104 www.sophos.com

64.233.167.104 www.mcafee.com

64.233.167.104 www.viruslist.com

64.233.167.104 www.f-secure.com

64.233.167.104 www.avp.com

64.233.167.104 www.kaspersky.com

 

Bu vb. antivirüs üreticilerinin adreslerini içeren satırların tümünü silin. Böylelikle antivirüs yazılımınız yeni güncellemeleri indirebilir hale gelecektir.

Yukarıdaki işlemlerden sonra bilgisayarınızı yeniden başlatıp antivirüs yazılımını İnternet’e bağlanarak güncelleyin ve gözden kaçmış kalıntılar olabileceğini düşünerek bilgisayarınızı virüs taramasından geçirin.

Kurbanlar en kısa yol; sistemi geri yükleyin…

Bir dua yeter…. x

-Allah cc. razi olsun

Bilvanis.net’ten Gavskolik kardesin paylasimidir.

Bilgisayar Donanimi Hakkinda Genel Bilgiler

Nisan 12, 2007 Tarihinde usluu Tarafından yayımlandı

latemail6jbnu9.gif


Donanım Hakkında Genel Bilgiler

Anakart nedir?
Anakart nedir? Her ne kadar genellikle bilgisayara özgü bir parça olarak da bilinse, anakartlar televizyonlardan bilgisayarlara kadar bir yelpazede değişik elektronik cihazlarda bulunmaktadır. Basit bir şekilde ifade edecek olursak, anakart bilgisayarınızın bütün parçalarının ve çevre birimlerinin bağlandığı ve bu birimlerin arasındaki iletişimi sağlayan elektronik devredir. Anakart, bilgisayarı ilk açtığınızda çalışan yazılım olan BIOS’u (Basic Input/Output System) barındırır. Diğer parçalar doğrudan üzerine “takılır” (İşlemci, RAM, sabit sürücü, ekran kartı gibi).

Anakartlar arasında ne farklar vardır? : Piyasada değişik marka ve türlerde pek çok anakart vardır, peki doğru anakartı nasıl seçeceksiniz? Değişik anakartlar değişik parçaları değişik şekillerde desteklemektedirler. Bu nedenle, kuracağınız sistemin genel gereksinimlerini belirlemeniz, doğru anakartı seçebilmeniz için önemlidir.

Anakartınızı seçerken : Her şeyden önce, alacağınız anakart, alacağınız kasanın içine sığmalıdır, bu yüzden kasayı ve anakartı, boyutları birbirine uyacak şekilde seçmelisiniz. Sıradaki soru, anakartınızın ne tür işlemcileri destekleyeceğidir. Intel ve AMD, en büyük iki işlemci üreticisidir ve ürettikleri işlemciler fiziksel olarak farklı yapılara sahip olduklarından, birini destekleyen bir anakartın, diğerini desteklemesi mümkün değildir. Buna ek olarak, her anakart da bir işlemci üreticisinin ürettiği her işlemciyi destekleyemez, o yüzden gereksinim duyduğunuz işlemciyle çalışabilecek bir anakart seçmelisiniz. Düşünmeniz gereken diğer bir etken, ne kadar RAM kullanmak isteyeceğinizdir. Anakartınızı alırken, bugün gereksinim duyacağınız RAM miktarının iki katını destekleyen bir anakart seçmeniz uygun olacaktır. Bu sayede gelecekte anakartınızı değiştirmeden bir RAM yükseltmesi yapma şansınız olur. Anakartı seçerken dikkat edeceğiniz bir diğer etken ekran kartıdır. Yüksek grafik kalitesine sahip programlar ya da oyunlarla ilgilenmeyecekseniz, anakartla bütünleşik bir ekran kartı sizin için yeterli olabilir ancak grafik kalitesi yüksek programlar için ayrı bir ekran kartı satın almanız daha uygun olabilir. Bu durumda, seçeceğiniz anakartın bu ekran kartını destekleyip desteklemeyeceğini kontrol edin (örneğin, ekran kartlarının daha çok takıldıkları slot olan AGP slotu var mı?).

Son söz : Yeni bir bilgisayar alırken izleyeceğiniz en sağlıklı yol, güvenilir bir parça satıcısıyla görüşüp, gereksinimlerinizi ortaya koymanız ve alacağınız bilgisayarı onun da öğütleri doğrultusunda oluşturmanızdır. Bu sayfadaki bilgiler, size sadece genel bir fikir vermesi açısından bir araya getirilmişlerdir.

CD Sürücü nedir?

CD nedir? CD, “Compact Disc” kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır. CD’ler sayısal verilerin makineler tarafından okunabilir bir şekilde depolanabildikleri standart bir ortamdırlar. Lazer tabanlı bir okuyucu tarafından okunabilirler. CD’ler teyplerden daha hızlı ve daha doğru bilgi depolaması yapabilirler. Daha hızlıdırlar, çünkü CD üzerindeki her ize veriler ardışık olarak yazılsalar da izler doğrudan erişilebilir durumdadırlar. Bu izlere herhangi bir sıraya bağlı olmaksızın erişibileceği anlamına gelir. Daha doğrudur, çünkü veri CD’lere ikili kodlama sistemiyle yazılır, oysa teyplerde veri analog biçime dönüştürülmelidir. Ayrıca teyplerdeki “tıslama” CD’lerde yoktur.

CD sürücü nedir? : CD sürücü, CD’ye tutulan lazer ışının optik yansımalarını okuyan bir bilgisayar parçasıdır. Bir CD sürücü, CD üzerindeki çukurları okumak üzere standart bir kırmızı lazer kullanır.

Disket sürücü nedir?

Disket nedir? Disketler ince ve esnek bir manyetik veri depolama ortamıdırlar ve genellikle kare ya da dikdörtgen bir plastik muhafaza içine yerleştirilmişlerdir.

Disket sürücü: Bilgisayarın disketleri okuyan parçasıdır. Ancak günümüzde veri hacimlerinin büyümesi ve hemen her türlü yazılımın ya da verinin CD’ler ya da flash diskler aracılığıyla taşınması nedeniyle önemleri azalmıştır. Bununla birlikte beklenmedik durumlarda kullanılabilecek bir veri aktarım biçim olduğu için bilgisayarınızda bulunması uygundur.

DVD sürücü nedir?

DVD nedir? DVD, “Digital Versatile Disc” (Sayısal Esnek Disk) ya da “Digital Video Disc” (Sayısal Video Diski) sözcüklerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır. Dış görünüşü ve boyutları nedeniyle CD’den pek farklı görünmeyen DVD’ler, üzerlerinde uygulanan teknoloji ve farklı veri saklama biçimleriyle bir CD’den yaklaşık 7 kat daha fazla bilgi saklayabilirler.

DVD sürücü nedir? : DVD sürücü, DVD’ye tutulan lazer ışının optik yansımalarını okuyan bir bilgisayar parçasıdır. Bir DVD sürücü, DVD üzerindeki çukurları okumak üzere standart

Ekran kartı nedir?

Ekran kartı nedir? Ekran kartı, bilgisayarın yaptığı işlemlerin sonuçlarını, CRT monitörler, LCD monitörler ya da projeksiyon cihazları üzerinden bizim algılayabileceğimiz şekilde görüntülere dönüştüren bilgisayar parçasıdır.

Bütünleşik ekran kartı nedir? Bütünleşik ekran kartı, ekran kartının anakart üreticisi tarafından anakartla bütünleşik olarak üretilmesidir. Bu durumda ekran kartı genellikle kötü 3 boyutlu görüntü performansı ortaya koyar ve ihtiyaç duyduğu hafıza yükünü sistem hafızası (RAM) içerisinden alarak, sistemin kullandığı hafıza miktarını azaltır.

Ayrı olarak üretilen ekran kartları: Özellikle işlemci teknolojisindeki gelişmelere paralel olarak 3 boyutlu oyunların daha çok geliştirilmeye başlanması ile, yüksek performanslı ekran kartlarına olan gereksinim de artmaya başladı. Kendi hafıza birimine (RAM) ve kendi işlemcisine, ve bazı durumlarda kendisine ait ayrı bir fana sahip olan ekran kartları üretilmeye başlandı. Günümüzde, oyun oynamak ya da mimarlık ve mühendislik projelerinde ihtiyaç duyulan çizimleri gerçekleştirmek için, ayrı bir ekran kartı almak, yüksek performans için genellikle daha uygun olmaktadır.
__________________

Güç kaynağı nedir?

Güç kaynağı nedir? Güç kaynağı, prizden elektriği alıp onu bilgisayarınızın değişik parçaları için gereksinim duydukları değişik gerilimlere ayarlayan parçadır.

Güç kaynağını alırken neye dikkat etmeliyim? Bilgisayarınız için gerekli parçaları aldığınız yere, onları çalıştırmak için ne kadarlık bir güç kaynağının uygun olacağını da sorun. Eğer bilgisayarınızla beraber yazıcı, tarayıcı gibi çevre birimleri de kullanacaksanız, bunları da satıcınıza belirtin. Ve gelecekte de başka çevre birimleri kullanma olasılığınızı da göz önünde tutarak, satıcınızın size önerdiğinin de üzerinde güçte bir güç kaynağı satın alın.

Kasa nedir?

asa nedir? Bilgisayar kasasını bilgisayarın kabuğu ve iskeleti olarak düşünebiliriz. Kasa, içerideki parçaları dışardan gelen etkilere karşı koruduğu için kabuğa, içine yerleştirilen parçalara destek olduğu ve onlar için askı görevi gördüğü için isketelete benzetilebilir.

Kasa alırken neye dikkat etmeliyim? İyi bir kasa, hem bilgisayarınızın mevcut parçalarını rahatlıkla içinde barındırabilecek bir kasa olmalıdır, hem de orta vadede bilgisayarınıza ekleyeceğiniz başka parçalar için yere sahip olmalıdır (fazladan bir sabit sürücü, CD yazıcı, DVD sürücü gibi).

Sabit sürücü nedir?

Sabit sürücü nedir? Sabit sürücü, bilgisayarınızdaki bilgileri bilgisayarınız çalışmıyorken (bilgisayar elektriğe bağlı değilken ya da kapalıyken) sağlıklı bir şekilde saklamak için kullanılan hafıza türüdür. Bilgisayarın herhangi bir anda gereksinim duyduğu bilgiler geçici olarak RAM’e yazılıp oradan okunurken, diğer bilgiler sabit sürücüde tutulurlar.

Sabit sürücünün RAM’den ne farkı vardır?RAM’ler bilgiye erişim hızı açısından sabit sürücüden çok daha hızlıdır, ancak maliyetleri de o kadar fazladır. Sabit sürücüler, uzun süre saklamak istediğimiz bilgiler ve bilgisayarın kapalı olduğu anlarda bilgilerin saklanması için kullanılırlar, verilere erişim hızı RAM’e göre oldukça düşüktür, buna bağlı olarak da RAM’den çok daha ucuzdurlar. Sabit sürücü ile RAM arasındaki temel fark buradadır.

Sabit sürücüyü ne büyüklükte seçmeliyim?Sabit sürücü gereksiniminizi belirlerken, işletim sisteminin, kullanacağınız programların, bilgisayarınızda bulundurmayı istediğiniz mp3 ve video dosyalarının ne kadar yer kaplayacaklarını kestirmeniz uygun olacaktır. Buradan hareketle bir kestirme yaptıktan sonra, gelecekte başka gereksinimler de ortaya çıkabileceğini düşünerek, kestirdiğiniz miktarın yüzde 25’i ya da 50’si kadar daha büyük olan bir sabit sürücüyü tercih edebilirsiniz.

__________________

İşlemci nedir?

şlemci nedir? İşlemci, ya da MİB (Merkezi İşlem Birimi) (ingilizce adı CPU – Central Processing Unit), bilgisayarın beyni diyebileceğimiz parçasıdır. Bilgisayarın gerçekleştirdiği işlemlere temel oluşturan hesaplamaları yapan parçadır.

Ne tür bir işlemci seçmeliyim? Seçeceğiniz işlemcinin modeli ve hızı (saniyede gerçekleştirebildiği işlem sayısı), bilgisayarınızla ne tür bir çalışma yapacağınızla ilgilidir. Özellikle grafik kalitesi yüksek oyun ya da mimarlık ve mühendislik programları, bu yüksek kaliteli grafikleri ortaya çıkarmak için yüksek işlemci kapasitesine ihtiyaç duymaktadırlar. İşlemcinizi seçmeden önce yapacağınız en doğru şey, bilgisayarını sizin kullanacağınız amaçla kullandığını düşündüğünüz arkadaşlarınızın işlemcilerinin performanslarından memnun olup olmadıklarını araştırmaktır. Sizin için en sağlıklı bilgiyi ortaya koyacak olan bu tür bir tecrübedir.

RAM nedir?

AM nedir? RAM, “Random Access Memory” (Rasgele Erişimli Bellek) kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır. RAM bilgilerin geçici olarak depolandığı bir hafıza türüdür. Bilgisayarlar genellikle o an üzerinde çalıştıkları programlar ve işlemlerle ilgili bilgileri RAM denen bu hafıza parçasında tutarlar. RAM ve sabit sürücü temel olarak aynı bilgileri saklarlar, ancak işlemcinin RAM’deki bilgilere erişme ve onları işleme hızı, sabit sürücüdeki bilgilere erişme ve onları işleme hızından çok daha büyüktür.

Ne kadar RAM’e ihtiyacım var? RAM ne kadar çok olursa o kadar yüksek performans elde edersiniz. Ancak genel bir prensip olarak, çalıştırmayı planladığınız programların minimum gereksinimlerinin 2 katını satın almak yoluna gidebilirsiniz. Çünkü programlarda belirtilen minimum RAM gereksinimleri, programı en düşük ayarlarla ve en düşük performansla çalıştıracağınız durum için düşünülmüşlerdir. Eğer bilgisayarınızda hızlı çalışmak istiyorsanız, RAM’e yatırım yapmalısınız.

RAM neden bu kadar önemli? Daha önce de belirttiğimiz üzere, bilgisayarın herhangi bir anda meşgul olduğu programlarla ilgili bilgilere hızlı bir şekilde ulaşması önemlidir. RAM miktarı ne kadar çok olursa, işlemci kullandığı bilgilerin o kadar fazla bir miktarını RAM’e yazabilir ve oradan okuyabilir, bu da bilgisayarınızın performansını arttırır.

Alıntıdır…………